Bir Kuzey Macerası - Jack London - Kitap Yorumu

 Ölmüşlerin kavgasını neden yeni doğacak olanlar sürdürmek zorunda ?

 

Suikast Bürosu , Kızıl Veba, Martin Eden , Uçurum İnsanları ve Vahşetin Çağrısı 'ndan sonra bir Jack London öyküsü daha Bir Kuzey Macerası... Kısacık bir öykü 43 sayfa bir solukta okunacak bir eser.

Başka yorumlara da bakarsınız herkesin aynı şeyi yazdığını göreceksiniz ilk 15 sayfa bir hayli karışık, öykünün ana konusu ile bağlantılı olmayan isimler nedeniyle olayın içine giremedim ben de...

Aklımızda tutmamız gereken kişi Divane aslında çünkü Kuzey Macerası ona ait. Bir süre Malmute Kit ve Prince ile birlikte çalışan Divane onların yanından Axel ve Axel'in  karısıyla altın madeni bulmak için ayrılır. Haftalar sonra perişan bir şekilde geri geldiğinde ise tüm hayatını anlatmaya başlar. Kuzey Macerası bu hayat hikayesidir işte

Asıl adı Naass olan ve bir kabilenin reisi olan Divane, ailesinin kan davasını bitirmek için köyün en güzel kızı Unga ile evlenir ancak düğünün olduğu akşam denizden gelen dev gibi bir adam Unga'yı kaçırır. Naass 'da onları bulabilmek için yollara düşer. O ikiliyi bulduğunda hiç ummadığı bir şeyle karşılaşır

Zaten çok çok kısa olan bir öykü için daha fazla anlatım yapmam çok doğru değil kısacık bir şey okuyayım, hem de klasik olsun diyorsanız size çok uygun. Benim gibi kahramanlarla uzun uzun vakit geçirmeyi sevenleri çok tatmin eden bir yapıt olmaz ama 1900 yılında dünyanın başka bir yerinde kan davası olabileceğini öğrenmiş olmak çok etkileyici oldu en azından

Sevgiler

Sevim

Not: Yazıda geçen diğer kitap isimlerine tıklarsanız yorumlarıma ulaşabilirsiniz