Ne söylediğinizi, biraz da nasıl söylediğiniz belirler...


Tam üç yıl önce okumuştum Martin Eden'i ama çevirisi o kadar kötüydü ki, yeniden okumak hep aklımdaydı. Arkadaşlar  başlayınca onlarla birlikte ben de yeniden elime aldım. Bu sefer Yordam Yayınlarından Mete Ergin çevirisiyle içim rahat okudum.





Jack London hayatı zor başlamış bir yazar, babası tam olarak belli değil annesi doğum sırasında akli dengesini geçici olarak yitirdiği için bir köle tarafından büyütülüyor , çok da iyi bir eğitim alamıyor ve fabrikalarda 18 saate varan mesailer yapıyor. Gemilerde çalışma , maden arayıcılığı derken para kazanma yolunun 'beynini satmak' olduğuna karar verip çılgınca yazmaya başlıyor. İşte tüm bu serüveni anlatıyor Martin Eden

Gemilerde çalışan Martin aristokrat bir ailenin oğlunu dayak yemekten kurtarınca evlerine yemeğe davet edilir ve bir anda başka bir dünyayı keşfeder. Temiz, ilgili bir aile, kitaplar ve aşk

Ailenin kızı Ruth öyle bir büyüler ki Martin'i , gözlerini öyle bir kör eder yada öyle bir açar ki o güne kadar yaşadığı hayattan, ailesinden, arkadaşlarından, yaptığı işten, bilgisizliğinden nefret eder ve değişmeye, gelişmeye, para kazanmaya karar verir. Bunun için eline ne geçerse okur okur okur ve ben bunlardan daha iyisini yazarım demesiyle de yazarlık serüveni başlar.

Onlarca hikaye, deneme, şiir yazar dergilere gazetelere gönderir hepsinden de olumsuz yanıt alır. Ailesi ve biricik aşkı Ruth vazgeçmesini, işe girmesini söylese de hiç bir şey onu kararından döndüremez ısrarla yazar günde 19 saat.

İlk okuduğum sefer de yazmıştım şimdi de aynı şeyi düşünüyorum, o kadar çok kişi "bir kitap okudum hayatım değişti, Martin hayatımda gördüğüm en büyük kahraman" dese de ben böyle düşünen tarafta değilim. Martin'in azmi ve çalışmasını gerçekten takdir ediyorum. İdealleri var ve bunlar için savaşıyor ancak sadece kitap okuyarak çıktığı bu yolda kendisi üniversite profesörlerinden, önemli yargıçlardan daha akıllı, daha üstün daha bilgili görüp onlara hakaret etmesini asla kabul edemiyorum. Yıka yıka ilerlemek içime sinmiyor.

1900 lü yıllar Amerikasında çok kötü bir eğitim sistemi olabilir, sadece zenginlerin iyi eğitim almasına olanak veren bu sistem yazarı çok zorlamış olabilir. Martin karakterinin Jack London'un kendisi olduğu söylendiği için belki de Martin'i sadece bir karakter değil gerçek kabul ederek okudum. Ve egosu bu kadar yükselmiş olan gence kızdığım yerler de oldu. Para , ün yüzünden verilen değerle alay ettiği ve bu insanlara kızdığı yerler de kendisi ile birlikte olsam da hiç bir zaman işte benim en büyük karakterim diyebileceği biri değil Martin.

Çalışmayı, ter dökmeyi, inanmayı çok güzel anlatmış bir roman, yolun daha başındaki genç arkadaşlarımın özellikle okumasında fayda var bence

Sevgiler

Sevim


Sevgiler

Sevim


Sevgiler

Sevim




15 Yorumlar

  1. Çeviri okuma keyfini ne kadar etkiliyor. Ben de birkaç yıl önce okumuştum bu kitabı. Çok keyifli yeniden okunabilecek kitaplardan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kadar önemli kitabi herkes cevirmemeli:)

      Sil
  2. Cok önemli bir kitap dünya edebiyatında bir de yazarın hayati olduğunu düşününce çok etkileyici

    YanıtlaSil
  3. sonuna kadar okuttuğu için kitaba kötü yazılmış diyemem benim kavgam Martinle sanırım :)

    YanıtlaSil
  4. İnsanlara umut aşılayan şeyler hep popüler kültürün bir parçası, bilmem farkında mısınız...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Martin Eden 100 yıllık çok satan bir roman olduğuna göre popüler kültür sayılmaz

      Sil
  5. bu sölediklerin kitabın başarısını gösteriyor işte, çok iyi bir kitap bu, kahramanı sevmemen de onu yazarın ne kadar iyi betimlediğini gösteriyor ki, kitabın iyi olması kahramanın iyi kötü olmasından değil anlatımından gelir. kahramanı sevmezsin ama kitap iyidir yani :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitap kötü değil zaten ama ekşi sözlük te herkes ideal kahramanım Martin demiş ona hayret ettim . Yoksa yazara laf edebilmek asla haddim degil

      Sil
  6. Martin Eden deyince benim aklıma asla vazgeçmemek geliyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vazgeçmemek güzel ama bu egoyu sisiriyorsa cevrene zarar veriyorsa vazgeçmek gerekebilir

      Sil
  7. Bu kitabı geçen ay aldım. Yazarın kalemini çok severim. Yakın zamanda okumak istiyorum. Bakalım ben sevecek miyim Martin Eden'i?

    YanıtlaSil
  8. geçen yıl okumuştum ve martin karakterini kendime çok yakın hissetmiştim, herkesin okuması gereken ve yüzyıllar geçse de bazı dertlerin değişmediğini fark etmemizi sağlayan güzel bir kitap :) blogunuzu yeni keşfettim takibe aldım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim takip için, Martin Eden okunup ders çıkartılması gereken biri kesinlikle

      Sil