Fakat hayatta her şeyin bir sonu vardı...





Bulgakov'un okuduğum 4. kitabı oldu Ölümcül Yumurtalar. Genç Bir Doktorun Anıları
içlerinde en sevdiğim olmuştu, en gerçek olanıydı.  Köpek Kalbi ve Usta ve Margarita
ise daha fantastik. Ölümcül Yumurtalar ise en sıra dışı olanı bence. 

Profesör Viladimir İpatyeviç Persikov her zamanki gibi laboratuvarında çalışırken ilkel organizmaları inanılmaz derecede arttıran bir kızıl ışın keşfeder. Tam da o sırada ülkedeki bütün tavuklar ölünce hükümet acil olarak tavuk sayısını arttırmak için bu buluşu alır ve kullanmaya başlar, oysa ki daha bunun ne olduğunu nasıl kullanacağını profesör bile bilmemektedir. Aslında küçük sayılabilecek bir karışıklıkla  bu ışın kullanılınca korkunç olaylar meydana gelir.

Konusu kısaca böyle, zaten kendisi de çok kısa bir kitap. Sevdin mi diyecek olursanız bloguma sık uğrayanların tahmin edebileceği gibi ne yazık ki pek sevmedim. Bilim kurgu ve hiciv karışık diyor yorum yapan pek çok okur ama ben hiç bir yere Stalin'i yerleştiremediğim için sevmedim bilim kurgu ile karşık hicivi

Ama çıkarılacak çok önemli bir ders var bu kısacık romandan. Bırakınız bilimi bilim insanları yapsın. Hatta sadece onlar konuşsun bu konuda yoksa felaketler her an kapımızı çalabilir. 

Sevgiler
Sevim

Not: Yazarın diğer kitaplarının isimlerinin üzerine tıklarsanız onlar ile ilgili yazıma da erişebilirsiniz

17 Yorumlar

  1. Evet daha gerçek konulu kitaplar seviyorsun

    YanıtlaSil
  2. Bu kitabı okumayı düşünüyordum. Sanırım bana hitap edebilecek bir kitap :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bilim kurgu, distopya gibi tarzları sevenler kesinlikle çok sever eminim

      Sil
  3. Güzel bir tanıtım olmuş. :) Bilimkurguyu pek sevemiyorum, sadece anlatım derin ve güçlüyse sevebilirim. Bu kitap da çok kısaymış, o yüzden bana hitap etmeyebilir. Daha çok fantastikçiyim ben. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de hep günlük olayların peşindeyim :)

      Sil
  4. Herksin kendi işini yaptığı, kendi uzmanlık alanında ürettiği bir ülke en büyük hayallerimden, hayallerimizden sanırım...

    YanıtlaSil
  5. Usta ve Margarita yetti bana, başkasına çok da gerek yok :D

    YanıtlaSil
  6. evet herkes kendi işine baksa ne güzel olacak ama insanımızın bir miktar kafası karışık sanki :D Başka kitaplarda kendimizi bulmak dileğiyle…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bizde amiyane tabirle 'ağzı olan konuşuyor' durumu olduğu için herkes kendi işine bakmıyor

      Sil
  7. Genç Bir Doktorun Anıları'nı çok sevmiştim. Sonra da Köpek Kalbi'ni okudum. Sanırım bu kitabı da Köpek Kalbi gibi daha bilim-kurgusal. Konuşmak için erken olabilir ama bu yazardan en sevdiğim kitap her zaman ilk okuduğum kitabı olarak kalacak galiba :)) Yorum için elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle katılıyorum. genç bir doktorun anıları gibi yok

      Sil
  8. ölümcül yumurtalar, bir de morfin, okumadığım iki kitabı kaldı :)

    YanıtlaSil
  9. valla ben hepsini okudum ama anlayamıyrum Rusya tarihini doğal olarak bilmediğimizden... Bilimi bilim insanlarına bıraksak ne güzel bir dünya olacak

    YanıtlaSil