Yeşil Peri Gecesi - Ayfer Tunç - Kitap Yorumu

Aşkın has olanı bir karşılığı olup olmadığıyla ilgilenmez. Has aşk, tutulduğu varlıkta bir değeri var mı yok mu umursamaz... 

Üçlemenin ikinci kitabı Yeşil Peri Gecesi. Sarsıcı, yıkıcı, içimi parça parça edici, yüreğimi dağlayıcı bir kitap. Madem üzülüyorum okumayayım bırakayım deyip, bu kadar muhteşem bir eseri asla bırakamam dediğim , her sayfada 'gerçekten böyle hayatlar var' diye kahrolduğum bir kitap.

Kapak Kızı'nda Ersin, Selda ve Bünyamin konuşmuştu Şebnem hakkında, şimdi söz sırası Kapak Kızının kendisinde. Bu sefer yaşadıklarını, geçmişini, tüm ailesini bütün çıplaklığıyla o anlatıyor. Yeşil Peri Gecesi tek bir gün aslında, o tek bir günde Şebnem; hayata son bir darbe atabilmek için hazırladığı intikam planını gerçekleştirmek, 70 saat önce başına gelen o korkunç olayın bedelini herkese ödetmek için uğraşırken çocukluğundan bugüne kadar hayatında iz bırakan anları, acılarını, yıkımlarını anlatıyor. 

Kapak Kızı ve Yeşil Peri Gecesi'ni arka arkaya okuyunca ne kadar ön yargılı olduğumuzu, bir kişi hakkında karar verebilmek için herhangi birinden duyacağımız bir söze ihtiyacımız olduğunu gördüm ve Ayfer Tunç'a bir kez daha hayran oldum.

Bazen ne kadar güzel, ne kadar iyi niyetli, ne kadar iyi eğitimi, ne kadar çalışkan olursanız olun hayatınız bir yerde kırılır ve o kırık geri kalan hayatınızın iyi gitmesine engel olabilir. Hayata gülümserseniz o da size gülümser masaldır gerçek değildir işte Ayfer Tunç kitaplarında böyle karakterler var çoğunlukla ve ben bu karakterlerin hepsini çok seviyorum. Şebnem'de böyle biri.  Hayatı babasının kolunun iş kazasında kopmasıyla kırılıyor ve hayat ona bir daha gülmüyor. 

    

Okuduğunuzda sarsılacağınız kesin ama bu sarsıntıyı da yaşamak gerekli , önce Kapak Kızı ardından Yeşil Peri Gecesi'ni okuyun. Ben üçlemenin son kitabı Osman'a geçiyorum.

Sevgiler,

Sevim