Neden yarı yarıya delirdiğini söyleyeyim sana. Okuduğun için...





Rosales; Kübalı bir yazar . Otorite ile yıldızı barışmadığı için ülkesinden sürgün edilmiş  Amerika'da kalmış uzun süre. Felaketzedeler Evi 'nin geçtiği gibi bir rehabilitasyon merkezinde, bakımevinde. 1993 yılında intihar eden yazar, yazdığı tüm metinleri yaktığı için geriye pek bir şey kalmamış. Otobiyografik özellikler taşıyan bu kısacık romanı Jaguar Yayınları tarafından kazandırılmış dilimize. 

Sosyal medya hesaplarında oldukça övülen, 1000 kitap sitesinde de okur puanı oldukça yüksek bir roman Felaketzedeler Evi.  Farklı bir ülke edebiyatı tanımak için elime aldım  ismi ve konusu beni biraz korkutsa da.

Willian Figueras Küba'dan Miami'ye ailesinin yanına gelmiş ama ailesi bu yenik kişiyi bağrına basmak yerine başından savabilmek için bakımevine yatırmıştır.  İsmi bakımevi olsa da Figueras burayı mezarı olarak tanımlıyor daha ilk cümlede. Ve roman boyunca burada kalan, terkedilmiş kişileri ve bakımevini işletenlerin onlara yaptığı zulmü okuyoruz.  Bir gün bu bakımevine gelen Francis , baş karakterimiz Figueras'ın içinde umudu yeniden alevlendirir kendini düşkün değil güçlü biri gibi hissetmesini sağlar.

Covid19 salgını ile daha da iyi gördüğümüz bir şey oldu , biz yaşlılarına yada engellilerine evde sahip çıkan bir ülkeyiz. Elbette bizim huzurevi dediğimiz yerlerde kalan yaşlılarımız, yada bakımevlerinde kalan zihinsel engelli yakınlarımız var ama bu oran Avrupa ülkeleri ve Amerika'ya göre çok daha düşük. Salgının ilk günlerinde diğer ülkelerde bakımevlerinde ölenlerin günlerce farkına bile varılmadığını gördük. 

Rosales'in kaldığı bakımevinin şartları çok ağırdı ki , Felaketzedeler Evi gibi çok ağır bir eseri yazmış.  Okuması, insanın kabul etmesi çok zor şeyler. Benim açımdan çok mutsuz bir okuma oldu.  Acı şeyler o kadar fazla tekrar ediyor ki çok yoruldum okurken. Mutlaka okuyun diye tavsiye etmem mümkün değil, farklı bir yazar okumak isterseniz aklınızda bulunsun diyebilirim sadece.

Sevgiler,
Sevim


17 Yorumlar

  1. Tanıtım için teşekkürler. Sanırım ben de okumaya kalksam bunalırım. İnsanların acı çekmesi ne kötü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir dönemde zor bir okuma oldu hepimiz zaten zor günler geciriyoruz

      Sil
  2. Ülkeden ülkeye farklılaşan, yaşlılara yaklaşım konusundaki tespitlerin çok doğru Sevimciğim. Listenin en sonunda dursun bakalım bu kitap. Emeğine sağlık canım 😊🌺🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben ülkemizde böyle bir bakımevi olabileceğini düşünmüyorum zaten

      Sil
  3. Çok reklamı yapılan bir kitap. Ilk defa Kübalı bir Yazar okudum sanırım. Ama zorlandım. Haklisin o yaşadıklarına rağmen hayata tutunmak önemli olan

    YanıtlaSil
  4. Çok karamsarlık yaratan, psikoloji bozan kitaplardan bu süreçte biraz uzak durmak lazım :-)

    YanıtlaSil
  5. alt başlıktaki cümle bitirdi beni, teşekkür ederim paylaşım için.

    YanıtlaSil
  6. teşekkürler sevimciğim

    YanıtlaSil
  7. bizim ülkede yaşlılar. bakımevine gitmek istemedikleri için evlerde eziyet çekiyorlar, bir dolu yaşlı teyze amca, evde zor şartlarda, dışarı çıkamıyorlar, yemek zor yapıyorlar, işallah bizde oturur bu yaşlı bakımevleri her şehirde bol bol olur :) olumsuz yanları vardır belki ama huzurevleri evden daha iyi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ben de senin gibi düşünüyorum hem yaşıtların var hem her hizmet görülüyor ama tabi bu kitaptaki yer gibi olmasın

      Sil
  8. İLAYDA KÜÇÜK11 Mayıs 2021 17:47

    Genel olarak Jaguar Yayınlarının kitap yelpazesine bayılıyorum ancak bu kitabın içeriği biraz ağırmış. Ama okuyup deneyimlemek istediğim bir kitap. Çok güzel bir yorumlama olmuş.
    Sevgilerrr:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Jaguar benim de en sevdigim yayınevlerinden. Yasamak ve Kanini Satan Adam favorim.... Ama bu kitap haklisin biraz agir

      Sil
  9. Bu ara hiç bunalımlı kitap okuyamıyorum cinayet romanı hariç 😃 onlar heyecanlı.

    YanıtlaSil
  10. Polisiyeler her zanan askimiz :) ben de cok severim katilin pesinden koşmayı

    YanıtlaSil