İnsanlardan hoşlanmıyorum. Yaptıklarından hoşlanmıyorum. Temsil ettiklerinden hoşlanmıyorum. Söylediklerinden hoşlanmıyorum.





Geçtiğimiz yıl neredeyse tüm kitap tanıtım sayfalarında ve bookstagram hesaplarında vardı Doppler. Nedendir bilemiyorum elim bir türlü gitmedi o zaman, şimdi kitabın devamı Bildigimiz Dünyanın Sonu  raflardayken okuyabildim ancak bu kısacık öyküyü.

Andreas Doppler ; her zamanki gibi bisikletliyle ormanda gezerken  küçük bir kaza geçirir düşer ve hafif bir baygınlık geçirir. Uyandığında ise tam bir uyanma!! yaşar . Ve başarı kulesini andıran hayatını bir anda terk eder.  Karısını, çocuklarını, işini, başarılı!! kariyerini... Babası aniden ölmüştür ve her şer üzerine hücum etmektedir, tadilattaki evine fayans seçimi bile.

Çadırını alıp ormana yerleşir ve hayatını burada geçirmeye başlar, onu geri döndürmek için gelen karısı, açlık, yeni doğacak çocuğu , sütsüzlük!! bile onu kararından vazgeçiremez. İnatla insansızlığa, geyik dostu Bongo' ya daha çok bağlanır.

Kitabı doğal olarak beynimize, ruhumuza işleyen gelenek görenek kalıpları içinde okursak sıkıcı ve hatta saçma bulabiliriz. Çünkü biz aile kavramının bütünlüğünden vazgeçmemeyi öğreniyoruz. Çocuklar 50 yaşında da parasız kalsa anne babasına durumu söylediğinde mutlaka bir çıkar yol bulacağını bilir, o yüzden bir babanın/ annenin kolay kolay ben işi bıraktım şimdi evden de gidiyorum dediği çok görülen bir durum değildir ülkemizde. Ama bu olay İskandinavya'nın göbeği Norveç'te geçiyor. Yani planlı programlı, soğuk, biraz ruhsuz diye ifade edebileceğimiz insanların yaşadığı yerde . Bu sebeple Andreas'ın mantığını anlamak yerine koşullarına uygunluğunu kabul ederek okumamız gerekiyor diye düşünüyorum. O ülkede yaşayan biri için sıkıldım diye ormana taşınmak ve doğa koşullarıyla mücadele etmek olası olabilir.

Kendi hayatlarımızı düşününce maddi imkanlar müsaitse sadece kariyer yada etiket olsun diyerek  nefret ettiğimiz bir işe giderek kendimize işkence yapmamız gerektiğine inandığım için 5 yıl önce istifa ettim yani içimde bir parça Andreas var benim de belki. Ama onun gibi çadırımı alıp ormana gitmem yada takas ekonomisi uygulamak istiyorum diyerek marketten ihtiyaçlarımı almam mümkün olmadığından daha yumuşak bir geçiş yaptım steril hayata , televizyonu çok azalttım, çevremdeki insanları da...

Doppler okunması ama üzerinde bir hayli düşünülmesi gereken bir roman, şu ara hala pandemi ve  karantina psikolojisinde ağır gelir derseniz biraz bekleyin ama hayatınızın bir yerinde çok geç olmadan mutlak okuyun.

Sevgiler
Sevim


33 Yorumlar

  1. Geçen hafta kızım da okumuştu bu kitabı.. Senin ve onun yorumlarını birleştirince, evet galiba ben daha sonra okumalıyım🤗

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet biraz sıkıntılı bir kitap karantina zamanı bunalımında uygun olmayabilir :)

      Sil
  2. Güzel kitapmış. Kendi hayatınla karşılaştırma yapıp neden sonuç ilişkisine bağlaman etkileyici olmuş. Steril hayat fikri bende de çok yoğun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yorulmuştum ben o yüzden böyle bir yol seçtim ama maddi şartlar buna herkeste her zaman izin vermeyebilir saygım var o yüzden mecburen çalışmak zorunda olanlara

      Sil
  3. iyi ki varsın sevim, kitap yorumların çok yönlendirici oluyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim ben hiç bir abartılı yoruma gitmeden okuyunca ne hissettiysem onu yazıyorum

      Sil
  4. Yine harika bir tanıtım yazısı. Kendini de kitabı da ne güzel tahlil etmişsin Sevimciğim. Okumak istedim. Çok teşekkürler. Sevgilerimle :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Okursanız Seversiniz" köşesindeyim haa Sevimmmm. Canım arkadaşım benim, çok teşekkür ederim, iyi ki varsın sen :))

      Sil
    2. Okuyunca gerçekten kendini gördüm adamda ama tabi burası Norveç olmadığı için ben çadırda değil evde yaşıyorum:) ama sevmediğin bir iş çok zor gerçekten
      Roman yazsan da onu da okusam:)

      Sil
    3. Ev çadırdaan evladır :))

      Kim bilir, inşallah ben de çok isterim :))

      Sil
  5. Tespitleriniz çok yerinde, mecbur edildiğimiz hayatların, bize biçilen rollerin dışına çıkmak gerçekten çok zor... Tabi bunda içinde yaşadığımız kültürden aile öğretilerine kadar bir çok sebep var ve kırılması çok zor bir zincir. Kastım tabi ki her şeyi bırakıp gitmek değil :-)) Ama rutinlerden bir şekilde kurtulabilmek 🙏 Teşekkürler öneri için ☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya bizim yetişme tarzımız her şeyi özelikle çocukları bırakıp gitmeye çok müsait değil elbette ama bir şekilde bizi boğan işlerimizi bırakabilecek kadar güçlü olabilmeliyiz.

      Sil
  6. Yazınız için çok teşekkürler kitabı hemen okunacaklar listesine ekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okuduğunuz ve yorum yaptığınız için ben tesekur ederim okunması gereken kitaplardan biri bence

      Sil
  7. Gerçekten ilginç bir kitaba benziyor. Bugün okuduğum bloglarda 2 kitap daha okunacaklara eklendi bakalım...

    YanıtlaSil
  8. iyi kitap diye duymuştum, tamam okurum, teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  9. Her zaman değil ama yarı zamanlı, canım sıkkınken takılacağım bir çadır olabilir. İnsanlardan biraz olsun uzaklaşmak istediğimde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama onun adu tatil olur :) bu kitapta hayat tarzını baştan yaratmaktan bahsediyor

      Sil
  10. Ben de çok duydum bu kitabı fakat okumadım. Şimdi hatırladım yine, kitapçıya gittiğimde görürsem almalıyım:) Teşekkürler Sevim. Bu arada sana devamlı "Sevda" dediğim için çok özür dilerim. İsmini Sevda zannediyordum, utandım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok önemli değil. Benim için önemli olan yazılarimi okuyup yorum yapman ismini yanlış bilmen sorun değil.
      16. Baskıda kitap çok okundu gerçekten

      Sil
  11. dediğiniz gibi çok popülerdi kitap Sevim Hanım ben de bakayım, sevgiler:)

    YanıtlaSil
  12. Ben de severek okumuştum ama ikincisini hala okuyamadım. Üstelik yenilerde 3. kitap da çıkmış...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 2. Içın genel yorumlar kötü diye biraz bekleyeceğim ben

      Sil
  13. Kitap çok popüler olmuştu birden. Hangi yayın bilmiyorum; ama kapağında geyik olan bir baskısını çıkarmıştı. Çok ilgimi çekmişti. Arkadaşlarım beğenmediği için tereddütte kaldım biraz; ama çok merak ediyorum hala.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapı Kredi Yayınları kapak hala aynı geyik ve 16. Baskı çok büyük rakam

      Sil
  14. 16 baskı yapmış çok satılmış o orana okunmuş mu bilmiyorum tabi çünkü sosyal medyada paylaşmak için satın alınan kitaplar var malum:)
    yaptıkları bizim yetiştirme tarımız ile bağdaşmadığı gerçek ama başka bir ülkenin koşullarında mümkün olabilen bu davranışlar gerçekten sorgulama yaptıracak boyutta o yüzden bir ara mutlaka okumalısın

    YanıtlaSil
  15. Kitap önerileriniz için çok teşekkürler gerçekten güzel bir kitap

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin okuyup kendince bir şey çıkartması gerektiğini düşünüyorum

      Sil
  16. Bu kitap benim de gözüme çok çarpıyor. Hatta en yakın arkadaşım da tavsiye etmişti. Bu aralar ruh halime uymaz ama ilerleyen zamanlarda okumak isterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sulecim hayatının bir döneminde mutlaka okunması gerektiğini düşünüyorum su an kolay olmayabilir haklisin ama okumalisin

      Sil