Zencilerin doğum günü olmadığını herkes bilirdi...






19, YY da gazeteci Joseph Pulitzer tarafından kurulmuş olan ve şu anda Colombia Üniversitesi tarafından verilen Pulitzer ödülü Amerikanın en prestijli ödülü olarak kabul ediliyor. Colson Whitehead ise bu ödülü hem 2017 hem 2020 de almaya hak kazanmış ;   Nickel Çocukları 2020 de  Yeraltı Demiryolu ile 2017 de

Yeraltı Demiryolu 1815-1820 ler  Güney Amerikasında geçiyor. Köleliğin serbest olduğu, hatta kölelik karşıtlarının yada onlara yardım edenlerin de acımazsızca öldürüldüğü yıllarda.

Kitabın ilk cümlesi 'Ceasar kuzeye kaçma konusunu Cora'ya ilk açışından ondan hayır cevabı aldı'  Buradan anlıyoruz ki Cora ve Ceasar kaçacaklar mal olmayacakları, işkence görmeyecekleri, dayak yemeyecekleri, aç kalmayacakları kuzeye kaçacaklar. Kaçma günü gelene kadar sahiplerini! ve diğer köleleri tanıyoruz.

Afrika'dan ailelerinden kaçırılan çocuk ve gençler bir galon içki , 2 tavuk , 1 inek karşılığı satılıyor, tarlalarda neredeyse aç çalıştırılıyor, doğurganlıkları tarlalara yeni işçiler için kullanılıyor. Ve sürekli öldüresiye dövülüyor.

İlerleyen sayfalarda  Cora ve Ceasar' ın kaçışları ve başlarına gelenleri ve peşlerindeki köle avcısının hayatını ve bu ikiliye canı pahasına yardım etmeye çalışanların hayatını öğreniyoruz. Öğrendiğimiz her satırda da dünyanın bir yerinde bir zamanlar yaşananlar için kahroluyoruz. 

Nickel Çocuklarının aksine karışık yazılmış olduğunu söylemeliyim. Geri gidiş ve günümüze dönüşleri anlamakta bazen zorlanmama ve bazen  romandan kopmama neden olsa da dünyanın yüz karası diyebileceğim kölelik düzenin, plantasyonların (geniş tarım işletmeleri) tanınması için okunmaya değer bir roman. Eşit olduğumuzu anlamadığımız müddetçe dünya yaşanılır bir yer olmayacak.

Sevgiler,
Sevim


17 Yorumlar

  1. Bilinen anlamda kölelik belki bitti ama modern çağda da köleliğin farklı bir çeşidini yaşıyor gibiyiz:-)) Tavsiye içinde sağ olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok önemli eserler bence hem Nickel Çocukları hem Yeraltı demiryolu.....
      (O zaman cevabımı bu yorumunuza yazayım)

      Sil
  2. Şu bakış açısının hâlâ da sürmesi insanı daha da üzüyor. Nedir bu insanın insana ettiği.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok üzücü Handan her sayfada okudukça kahroldum bunların hepsi yaşanmış...

      Sil
  3. Geçenlerde bu kitabın kritiğini dinledim. Aklıma yazdım ama ne zaman sıra gelir bilmem.
    Sevgiler, iyi okumalar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okunacak kitaplara nasıl yetişeceğiz:(((

      Sil
  4. Kitapların yorumunda dediklerinize katıldığım için ayrıca bir şey yazmayacağım ama bir şey var ki belirtmeden geçersem içimde kalır :) Kitaplar ve mumlarla yakaladığınız uyum o kadar tatlı ki :))

    YanıtlaSil
  5. Bunları okudukça dünya bana koca bir hiç gibi geliyor.

    YanıtlaSil
  6. hımms bunu okumak lazım gibi duruyooo :)

    YanıtlaSil
  7. Çok anlamlı, bu eseri okumak lazım. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil
  8. Maalesef Ilkaycim her tür eşitlik sadece lafta dünya üzerinde her noktada ve her tarihte

    YanıtlaSil
  9. Her ne kadar çalışma hayatını modern kölelik olarak adlandırsakta bilinen anlamı ile kölelik insanoğlunun keşfettiği en vahşi çalıştırma yöntemi. Köle olduğumu hayal edince bile kanım donuyor...

    Kitabı okuma konusunda da emin olamadım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kölelik akla mantığa, kalbe her şeye aykırı ya. Okurken ciddi olarak sinirlerim bozuldu kimse ama kimse böyle bir olayı hakketmiyor, dediğin gibi çalışma hayatı modern kölelik dense de bu romanda anlatılanlarla kıyaslanamaz

      Sil