Timbuktu - Paul Auster - Kitap Yorumu
Kemik Bey - Timbuktu
İtiraf ediyorum çok ağladım. Başından sonuna ağlayarak okudum Timbuktu 'yu... . Ve Paul Auster'in kaleminin gücü karşısında bir kez daha büyülendim. Kısacık bir roman ama okurken bitmesin, bitmesin böyle bitmesin dedim defalarca, şu an romanın içinde hapis kalmış durumdayım ben yine...
Timbuktu'yu ; Vahşetin Çağrısından hemen sonra okudum çünkü burada da romanın kahramanı, anlatıcısı bir köpek Kemik Bey. Sahibi, dostu, insanı Brooklyn'li parasız şair Willy ile kah sokaklarda, kah Willy'nin annesinin evinde yaşamaktadır. Mutludur, genelde karnı açtır ama dostu ile olmak her şeye değmektedir. Çünkü dostunun amacı dünyanın daha güzel, daha iyi daha yaşanılası bir yer olmasıdır. Ve bununla ilgili tüm sırlarını, planlarını Kemik Bey'le paylaşmaktadır. Ama son günlerde fark ettiği şey canını sıkmakta, onu çok korkutmaktadır. Willy çok kötü öksürmektedir ve artık bu dünyadaki son günlerini yaşamaktadır, pek yakında buradan ayrılacak Timbuktu' ya gidecektir. Kemik bey şu koca dünyada bir başına kalacaktır.
İşte bu harikulade roman; Kemik Bey'in gözünden Willy ile daha önce yaşadıkları ,Willy'siz zamanları anlatıyor. Ama öyle bir anlatıyor ki ; sizde gerçekten dört ayaklı bir can olup tıpa tıp onun gibi düşünmeye başlıyorsunuz. Onun gibi korkuyor, bazen onunla çok mutlu oluyorsunuz.
Yaklaşık altı yıldır bir köpek ve on aydır ailemize katılan kedi ile birlikte yaşayınca bu dört ayaklı canların insanlardan çok daha duygusal ve kesinlikle çok daha iyi niyetli olduğunu öğrenmiş olduğum için belki de beni çok sarstı bu Timbuktu.
Hiç düşünmeden, acaba demeden tavsiye ediyorum size alın bu hafta sonu okuyun, belki sokaktaki canlara bir kap su koyarken Kemik Bey'i düşünür gülümsersiniz
Son bir not; tüm Paul Auster çevirileri gibi , çeviri yine muhteşemdi.
Sevgiler,
Sevim
Altı Çizilenler
***********************
Dünyayı bulduğundan daha iyi bir durumda bırakmak. İnsanın elinden gelecek en iyi şey budur.
İnsan kendisine inanan birini bulamazsa bu dünyada asla bir şey başaramaz.
Eve girilmesine izin verilmeyen bir köpeğin nasıl olup da ailenin bir parçası olabileceğini aklı bir türlü almıyordu.
14 Yorumlar
Çok ilgimi çekti SevKoz. Yakın zamanda kitapçıya gideceğim. Listeme ekleyeyim hemen. Çok teşekkürler :))
YanıtlaSilAğlarsan sorumluluk bende değil :)
SilPaul Auster'den 6 tane kitap okudum ama içinde bu yok, ismi ilginç gelmişti ama niye okumadım bilmiyorum. Yeniden Auster okumaya başlarsam aklımda olsun. sevgiler:)
YanıtlaSilİnce ve kolay okunan bir dili var kısa sürede bitirebilirsiniz özlediyseniz Austeri
SilBen de ilk kez Auster okuyorum. Oldukca gec kalmus okuyuculardan biriyum ama olsun neresinden donersek kardir. Timbuktu'nun methini duydum. En yakin zamanda da okumak istiyorum. Tesekkurler paylasum icin
YanıtlaSilBen külliyatını bitirme niyetindeyim
Silhayvanları çok seven biri olarak bu kitabın beni çok etkileyeceğine eminim, yazdıklarınızdan bile duygulandım.
YanıtlaSilÇok ağladım gerçekten
SilBir kitaptan, bir müzikten, bir şiirden etkilenmek ruhumuzun ne kadar hayran duyulacak bir niteliği, öyle değil mi? Neşeli sevgilerle :)
YanıtlaSilKesinlikle haklısın
SilDünyayı bulduğumuzdan iyi bırakmak, yaşam konforumuzun temeli oluşturması gereken bir cümle. Biz de misafiriz bu dünyada ve diğer tüm canlılar gibi kısıtlı bir zamanımız var burada geçirecek, gelecek nesillere karşı sorumluluğumuzdur dünyayı daha yaşanılır hale getirmek. Bir başka canlının ağzından okumak ilgi çekici.
YanıtlaSilDünyayı bulduğundan daha iyi bir durumda bırakmak..... Bir çok şey ile mümkün bu küçücük bir iyilikle bile bunu bir görebilsek
Siltaam okuycam :) timbuktu, aydınların gittiği yerlerdenmiş ivit :)
YanıtlaSilOku oku ağlarsın ama oku yani
Sil