Lady Diana
LADY DİANA
Bir süre önce blog muhasebesi mimi yapmıştık sanırım orada konuşmuştuk ne yazarım ne yazmam diye, yazarım diye söz verdiğim hiç bir konuda yazmadığımı fark edince kitap yorumu dışında da yazayım istedim.
Ve ilk konum özel olsun istedim. Çok özel bir kadın hakkında bir kaç satır okuyacaksınız umarım hoşunuza gider
Diana Spencer... Otuz altı yıllık kısacık hayatı boyunca çok sevilen, çok merak edilen, çok kıskanılan, çok özel bir kadın hakkında yazmaya çalışacağım. Çok ilginç bir hayat olduğu için belki de beni çok etkiledi . Ve bugün o hayatını kaybedeli tam yirmi bir yıl olmuş
Düşünün ki on altı on yedi yaşlarında genç bir kızsınız , boşanmış aile çocuğu olmanın gerilimi üzerinizde ve ablanız Galler Prensi Charles ile flört ediyor. Siz de prensle tanışıyorsunuz ve o sıralarda otuzlu yaşlarda olan prens için bulunmaz bir eş adayısınız Burada prensin altını çiziyorum, gerçek bir prens hani zengin ailelerin oğlu için söylenen ailenin prensi falan gibi bir unvan değil, kral ve kraliçenin oğlu olan, gerçek bir sarayda yaşayan gerçek bir prens...
Sonra o prens sizinle evlenmek istiyor düşünün şimdi hangi genç kız bundan etkilenmez ki, etkileniyor Diana dünya televizyonlarında canlı yayınlanan, neredeyse bir milyar kişinin izlediği bir düğün ile evlenip saraya gelin gidiyor. İki odalı bir apartman dairesinden saraya... (Babası Kont olsa bile tek başına bir evde yaşayan Diana çalışıp parasını kazanan bir genç kız o zamana kadar )
Ve evlenince fark ediyor ki o saray onun hapishanesi , kocasını çok seviyor ama kocası kendisini sevmiyor başka bir kadınla birlikte yaşıyor ve ailesi de bu ikinci kadına izin hatta hak veriyor. Kayın validesi bir kraliçe ve destek olmadıkça içeride kapanda kalıyor sanki bu güzel kadın. Yakın çevresi Camilla ile konuşup, kocasını rahat bırakmasını istediğini söylüyor hep, ama başarılı olamıyor ve yaşadığı bu stresler nedeniyle Bulumia oluyor.
Sarayda mutsuz olduğu için dış dünyada kendini mutlu edecek yollar arıyor, dans dersleri, konuşma dersleri alıyor ama sen sonunda yaşamını halka yardım faaliyetleri ile zenginleştirmeyi seçiyor , hastanelerde , hastaların yataklarında onlarla el ele oturmayı , konuşmayı onlara destek olmayı ama haline getiriyor . tabiri caizse İhalkla iç içe olup iyileşiyor. İki çocuğu da bu evliliği kurtarmaya yetmiyor ve masal gibi başlayan bu evlilik bitiyor ama o artık sarayın değil halkın prensesi olmayı başarıyor.
Paris'te sürdürdüğü yaşamı bir trafik kazasıyla son buluyor. Üstelik yanında sevgisili varken paparazzilerden kaçarken karıştıkları bir trafik kazasıyla, ama İngiltere halkı bu olaya öytle bir tepki veriyor ki evli olmamasına rağmen kraliyet cenaze töreni yapılması onun prensesliğinin son bulmadığının göstergesi oluyor bence
Umarım hoşunuza gitmiştir bu güzel kadın hakkında yazdıklarım
Sevgiler
26 Yorumlar
Böylesine hüzünlü bir hayatı olduğunu bilmiyordum.
YanıtlaSilNe yazık ki mahzun prenses
SilÇok hüzünlü bir hayat yaşamış gerçekten. Bu kadar detaylı okumamıştım daha önce.
YanıtlaSilPek çok video var hakkında pek çoğunu izleyip yazmaya çalıştım
SilÖncelikle severek ve ilgiyle, bir solukta okudum Sevim'ciğim.
YanıtlaSilÇok üzülmüştüm o gün, hiç unutmuyorum, annem hayattaydı, tv açıktı, alt yazı geçti öldü diye:( bugün Sözcü'de var mektup yazmış "Kocam beni araba kazasında öldürmeyi planlıyor" diye artık bilemiyorum yani....:( yazık ettiler genç, güzel yaşında zamansız ölüp gitti:( gittiği yerde umarım çok mutludur.
Sevgiler:)
Aaa görmedim yazıyı hemen okuyayım hemen... Yazık oldu ya çok gençti
SilBende uyuyordum annem uyandırıp söylemişti. Çok üzülmüştüm gerçekten
Doğuştan değil ama halkın sonradan prensesi oldu:hep...Böyle bir unvan sundu halk;kendini bulduğu gülümsemeyi bilen doğal kadında..
YanıtlaSilHakkettiğini aldı bence, aidsli hastaların elini tutup oturmak yardımla ilgili her şeye koşmak ve aynen değiniz gibi doğal olmak... Halkın prensesiydi gerçekten
Silay kıyamazlar onaaa ne de güzelmiş :)
YanıtlaSilÇook çokk benim çok güzel bulduğum bir kadın
SilAslında ibret alınması gereken bir hayatı olmuş. Yazık gerçekten çok doğal ve güzel bir kadındı:(
YanıtlaSilKocası kendini aldattığında yıkılan hayata küsen ne kadar çok kadın var oysa o daha da güçlenmiş
SilNe hayatlar var
YanıtlaSilPrensesin hayatı
SilDiananın belgeselini izlemistim, cok etkileyici bir hikayesi ve cidden. Vay canına ölüm haberinin verildiği gün dün gibi aklımda ve o günün gazetelerini de saklamıştım.Su an ben 36 yaşındayım, zaman nasıl hızlı...
YanıtlaSilNtv de yayınlanan bir belgeseli var onu tavsiye ederim
YanıtlaSilMahzun prenses. Düşesliktn prensesliğe geçtikten sonra mutluluğu da geride bırakmış, halkın prensesi. Tam mutluluğu bulmuşken geç yaşta hayata veda eden dönemin popüler prensesi. Öldüğü güne dair bir gülümseticim var. Ablam cenaze törenini izliyor bir zamanlar gıpta ile baktığının. Bir misafiri geliyor ablam da Prenses Diana öldü diyor ona. Karşı taraf konudan ve prensesten bihaber tanıdığınız mıydı, başınız sağolsun diyor. Evet, bir dönem hepimizin ekranlardan, gazetelerden tanıdığıydı ve iyilikseverliği ile gönüllerde taht kurmuştu mutsuz prenses, mutlu düşes.
YanıtlaSilİngiltere de doğan yaşayan bir kadının ölümüne Türkiye de bile ne çok üzüldük gerçekten
SilDiana'nın belgeselini izlemiştim ve ben de bu kadar hüzünlü bir hikayesi olduğunu o zaman öğrenip üzülmüştüm :)
YanıtlaSilNe garip bir hayat yaşamış sarayda ama hapis
Silharika bir yazı ve en sevdiğim kadın model.yok sayılmış olmayı çok farklı ve büyük bir sevgiyle dönüştürmüş. hayran olunası bir insan ve gerçek bir masal prensesi , emeğine sağlık Sevim’cim
YanıtlaSilTeşekkür ederim muhteşem bir kadın gerçekten
SilBu yorumdan sonra okumalıyım. Siparişini veriyorum :)
YanıtlaSilYok yok ilk defa kitap değil bu videolardan derleme
SilHayatımda gördüğüm, doğal güzelliğe sahip nadir kadınlardan biridir. Yüreği de yüzü kadar güzel bir insandı. Muhteşem düğün törenini bugün bile hatırlıyorum. Ölümüne inanamamıştık. Tekrar hatırlamış olduk. Yüreğinize sağlık.
YanıtlaSilİyiler erken ölür derler ne doğru...
Sil