Düş mü Gerçek mi - Yitik Ufuklar


2018 başında kendime  yüz - yüz on  civarında kitaptan oluşan okuma listesi oluşturmuştum. Ağırlıklı olarak Türk ve Dünya klasikleri barındırıyor listem. Amacım yıl sonuna kadar yüz kitap okumuş olmak ve listemin en azından dörtte üçünden oluşması okuduğum kitapların. 

Ancak geçtiğimiz hafta kitap alışverişi yaparken  arka kapağında ki yazanlar  çok ilgimi çektiği için satın aldım Yitik Ufuklar' ı... Daha önce ne kitabın adını duymuştum ne de yazarın. Ama bu benim eksikliğimmiş, çünkü çok 1933 de yazılan bu kitap çok ünlüymüş, 1937 de Lost Horizon adıyla filme uyarlanmış ve film 2 dala birden Oscar Heykelciğini kucaklamış.



Okul arkadaşları toplanmış birer kadeh için sohbet ederlerken, başka bir okul arkadaşlarından söz açılır ; Conway'den ... Conway ve yanındaki üç kişinin bindiği bir uçak  iç savaş nedeniyle bir hayli karışık olan Bakül şehrinden  kaçırılmış ve bu dört kişiden bir daha hiç haber alınamamıştır. Ancak bu okul arkadaşlarından biri kısa bir süre önce  Conway ile karşılaşmış ve onun bu kaçırılmak olayı ile ilgili  anlattıklarını not almıştır. İşte Yitik Ufuklar 'ın konusu bu notlardan oluşuyor. 

İngiliz Konsolosu Conway, yardımcısı Mallisson  , bir Amerika'lı Barnarde misyoner Miss Brinklow adlı  kadın Baskül'den bir uçağa binerler ama  Çinli'mi Tibetli'mi tam olarak anlayamadıkları bir kişi tarafından  uçak kaçırılır. Bu dört kişi fidye için kaçırıldıklarını sanırlarken, kendilerini Şangri -La manastırında bulurlar. Buradan tek başlarına çıkmalarına imkan yoktur. Lamaların da onlara yardımcı olmak gibi bir niyeti yoktur. 

Conway ve arkadaşları burada esirdir, ama keyifli bir esarettir bu, her çeşit yiyecek önlerinde binlerce kitabın bulunduğu kütüphane hizmetlerindedir. Isıtma sistemi olan manastırda muhteşem müzikler çalmakta, banyo imkanı bulunmaktadır.

Son derece garip olan bu manastırda bir takım sırlar vardır ve Conway bunları duyunca aklı bir hayli karışır.

Son derece ilginç, düşle gerçek arasında bir kitap Yitik Ufuklar. Öylesine ünlü olmuş (ben hiç bilmesem de ) öylesine tutulmuş ki Şangri- La , Çin'de bir şehre bu isim verilmiş ve dağlık olan bu şehir çok fazla turist çekmeye başlamış bu isim değişikliğinden sonra . Hatta İstanbul'da aynı isimde bir otel bile var 

Çok fazla tarzım olmamasına rağmen, çok severek, çok heyecan içinde okudum ben bu romanı. Değişik bir şeyler okumak istiyorsanız mutlaka okuyun seveceksiniz

İyi hafta sonları 
Sevgiler 
Sevim 

18 Yorumlar

  1. Yıllar önce okuyup çok sevmiştim bu romanı. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende hiç tarzım olmayan bir romanı bu kadar seveceğimi düşünmemiştim ama çok güzeldi

      Sil
  2. Edebiyat ve sinemanın gücü mü desek, hayali bir şehir gerçeğe ad oluyor.
    :)

    YanıtlaSil
  3. Bak ben de kaçırmışım bunu, okuyayım hemen :)

    YanıtlaSil
  4. heey bilmiyodum tımıms aklımda olsuuun :)

    YanıtlaSil
  5. Beni de esir alsınlar o zaman o koca kütüphaneye. Listeme ekledim canım. Sağol :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaniii şimdi okuyunca alsınlar dermisin bilemedim 😀

      Sil
  6. Sevkoz hatirlamıyorum sana haber verdim mi seni tavşanlı blogumda mimledim bir bak istersen benimadimtavsan.blogspot.com

    YanıtlaSil
  7. Hikaye kitaptan fırlayıp gerçeğe de isim olarak yansımış. Güzel yemekler, müzik ve kitaplar daha ne olsun. Bazen bir esirden farksız olduğumuz yaşamda bile bu imkanlara ne kadar uzak kalıyoruz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dağların arasında bir manastırda bu esaret keyifli olabilir aslında :)

      Sil
  8. Bu sene okuma hedefim elimdeki kitapları mümkün olduğunca eritmek. Önümüzdeki yıllarda kitap alırken daha seçici davranmak istiyorum. Benim tercihim de Türk ve dünya klasikleri olacak. Okumak istediğim, okumam gereken çok klasik var.

    YanıtlaSil