Beyoğlu ve Dostluğumuz


Geçen gün bir yerlerde okudum ' Bazı yazarlar çizgi çizse okurum ' sözünü. Çok sevdim. Benim için de öyle... Bazı yazarlar var ki her kitabını okumak benim için keyif oluyor. Aynı romanı 2. ye okurken bile aynı zevki alıyorum. Ahmet Ümit'te bunlardan biri. Hem tarih, hem polisiye olunca romanı okurken dünya bağlantım kopuyor adeta. Beyoğlu Rapsodisi yıllar önce okuduğum ilk Ahmet Ümit romanıydı, uzun zaman sonra elime aldım ve yine aynı keyifle , mutlulukla okudum.

Beyoğlu Rapsodisinde ; Pera'nın,  Beyoğlu'nun tarihi var. O civardaki meyhaneleri, barları, lokantaları, tarihi hanları, kiliseleri öyle bir dille anlatmış ki Ahmet Ümit hemen bu hafta sonu gidip biraz o tarihin havasını alayım diye düşündüm yine.



Roman; Galatarsay Lisesi yatılı bölümden arkadaş 3 dostun hikayesi. Aklı başında, olgun, ölçülü tekstil işindeki Selim, parasız, naif, biraz korkak Nihat ve yakışıklı, havalı, korkusuz, zengin Kenan. 

Kenan pek çok işe el atmış, bir çok erkeğin gıpta edeceği çok güzel bir hayat yaşamıştır. Son günlerde kafasını ölümsüzlüğe takmıştır. Ama bu bedenin yada ruhun ölümsüzlüğü değildir. Öldükten sonra hatırlanmak, kalıcı bir şeyler bırakarak hep hatırlanmak.. 

Kenan bu uğurda bir adım atar, son yıllarda Beyoğlu'nda işlenmiş cinayetlerin olay yeri fotoğraflarının yeniden canlandırılıp fotoğraflarının çekilmesi. Bu fotoğraflarla sergi açacak ve herkes ondan bahsedecektir. İki yakın dostu, Nihat ve Selim ilk başta  , bunun tehlikeli olduğunu düşünüp buna çıkarlar ancak sonra bu işte Kenan'a yardımcı olmaya karar verirler. Hatta bir de sanat yönetmeni eklenir bu üçlüye güzeller güzeli Rus Katya...

Fotoğraflar sırasında Kenan'ın fark ettiği bir ayrıntı sergi açmaktan çok daha farklı bir olaya bir cinayet soruşturmasına sürükler bu dörtlüyü...

Konusunu da, anlatımını da çok beğendim. Tam bir polisiye değil belki, kurgusu yoğun ama böyle bir kurgu yapabilmek bunun içine tarihi katabilmek , dostluğu katabilmek yazarı usta yapıyor zaten.

Konu kurgu ama karakterlerin hepsi gerçek, bizim gibi hepsi... Zaafları, iyi yönleri olan, zengin, fakir, eğitimli, meraklı, ilgili, dostluğun kadrini bilen..

Beyoğlu Rapsodisini okurken hem Beyoğlu sokaklarında gezecek, hem dostlarınızı düşüneceksiniz bence, ben dostuma yardım da nereye kadar gidebilirim diye. 
Ve cevabını merak edeceğiniz acaba katil kim sorusu hiç peşinizi bırakmayacak. 

Okuyunuz efendim. Okumak var olmaktır..
Sevgiler
Sevim

Altını Çizdiklerim
******************
Mutluluk yetinmeyi bilmektir.

Hayat kudurmuşcasına akan  bir ırmağa benzer, insanoğlu ise bu ırmağın azgın sularında yolculuk yapan bir dal parçasına...

Bilgelik, çılgınlık kadar, aklı başında olmayı da başka insanlık durumlarını içerir.

Malumatfuruş: kimsenin işine yaramayacak bilgileri toplayıp ,ukalalık yapan kimse :)




0 Yorumlar