Kanını Satan Adam - Yu Hua - Kitap Yorumu

 Kalp yüzden ayrıdır, birinin yüzünü tanıyabilirsin ama kalbini bilemezsin...

Yu Hua ile çok kısa bir süre önce Yaşamak ile tanışıp kalemine hayran kalmıştım. Vakit kaybetmeden Kanını Satan Adam ile bu kalemin ruhuma işlemesine izin verdim.  Çaresizliği yaşayan bir ulus sanatına da bunu öylesine aktarıyor ki kalbiniz sızlamadan okumanız mümkün değil sanırım Çin Edebiyatı ustalarını.

Kanını Satan Adam Xu Sanguan'ın hayat hikayesi, yirmi yaşından atmış yaşına kadar olan zamanda evlenmesine, güzel karısına ve  üç erkek çocuğunun büyümesine  tanıklık ediyoruz.  Şehirde yaşayıp, ipek fabrikasında çalışan Xu Sanguan  ara sıra köye geldiğinde iki arkadaşından kanlarını satarak 35 Yuan kazandıklarını duyduğu an karar verir kanını satmaya.  İlk kazandığı parayla da evlenir, evini kurar.  Dokuz yıl boyunca mutlu mesut yaşar ama bir gün büyük oğlu ile ilgili çok büyük bir gerçek öğrenir . İşte o andan itibaren hayatı değişir, üstelik çok kısa bir süre sonra ülkenin yönetimi değişir, kıtlık başlar, komün hayatı ile evlerinde yemek yapmaları yasaklanır, haşlanmış pirinçten başka tek lokma yiyecek bulamazlar aylarca...

Mo Yan'ın İri Memeler Geniş Kalçalar'ın da ve Yu Hua'nın Yaşamak'ın da aynı sefaleti okuduğum , tüm gerçekleri bilmeme rağmen yine sarsıldım, içim acıdı, kalbim parçalandı.  Ama yazarın tarzı öyle muhteşem ki bu acının içinde sık sık kahkaha attım. Çevirisinde de Erdem Kurtuldu muhteşem bir iş çıkartmış, mutlaka okuyun...

Dinlemek isteyenler icin podcasti

Tiklayabilirsiniz

Sevgiler

Sevim