Fransız Teğmenin Kadını - John Fowles - Kitap Yorumu

 Mum ışığı hangi kadını çirkin göstermiştir ki ?

Ne kadar çok oldu yazmayalı ... Özledim ama elim gitmedi bir türlü okudum kaldırdım kitapları , 2021 için isteklerimden biri okuduğum her şeyi yazabilmek.

Okuma listelerim hazır, kitaplarımın pek çoğu hazır , tek dileğim hepimiz için sağlıklı bir yıl olması.

Büyük bir eserle açtım yeni yılı Fransız Teğmenin Kadını. John Fowles kitaplarından nedense korkuyordum, zor olacağını farklı bir tarz olacağını düşünüyordum ve hep erteliyordum ama zinciri kırdım ve 1 Ocak sabahı aldım kitabımı elime. Yaklaşık 500 sayfalık kitabımı 5 günde bitirdim. Yazar 1926-2005 yılları arasında yaşamış ama bu romanında 1860'lar İngiltere'sini anlatıyor,  Viktorya Dönemini...

Viktorya Dönemi; evliliği aşksız ve tutkusuz ise kutsal kabul eden, alt sınıfların çok ezildiği, kadınların kaderinin tamamen erkeklerin ellerinde olduğu, cinselliğin ise suç sayıldığı bir dönem. İşte bu dönemdeki bu garip ortamı adeta terden yere vuruyor laf arasında John Fowles.

Fransız Teğmenin Kadını yani Sarah Woodruff romanın ve Charles romanımızın baş karakterleri Tina ise sessiz yan karakter, Charles'in nişanlısı... Sarah küçük İngiliz kasabasındaki herkesin 'iffetsiz' diye pek sevmediği bir kadın , belki bu kitlesel tepkiden belki de Sarah'ın tüm kadınlardan farklı olmasından çok etkileniyor ve hayatı karışıyor belki de karışmıyor :)

İşte bütün sır da burada başka başka sonlarla başka başka karaktere hak vererek, bazısını severek bazısından da nefret ederek okuyorsunuz. Hayret ediyorsunuz, gülüyorsunuz çok kızıyorsunuz ben olsam böyle yapmazdım diyorsunuz. Ben kendi adıma duygudan duyguya geçerek okudum, öylesi kötü şartlarda kadın olmak ne kadar zor olmalı diye düşündüm en çok. Sarah bir kere sevmiş lanetlenmiş, yeniden sevmek en doğal hakkı ama o devirde bu hak ona verilmiyor. Charles nişanlısı ile zaman zaman anlaşamıyor ayrılacak ama bu çok büyük suç . Dünyada yaşanmış  kadınları en aşağılayıcı dönem Viktorya Dönemi

Fransız Teğmenin Kadını  , yazarın da dediği gibi klasik bir roman değil klasik bir sonu yok sadece bunun için bile okunmaya değer.

Herkesin gönlünden geçenin gerçekleştiği bir yıl diliyorum

Sevgiler