Şahbaz'ın Harikulade Yılı 1979- Mine Söğüt - Kitap Yorumu
Masal mı Gerçek mi?
Yine bi Mine Söğüt mucizesi... Yine çok farklı bir roman. Mine Söğüt romanları bize edebiyat derslerimizde öğretilen kahramanları, yaşadıkları yerleri öğrendiğimiz giriş , kahramlanlar arası ilişkilerin olgunlaştığı gelişme ve mutlu yada mutsuz sondan oluşan sonuç bölümlerinden oluşmuyor. Her sayfa yeni bir giriş her sayfa yeni bir gelişme ve hep değişik akla gelmeyen sonlar...
Mine Söğüt'ün kalemi çok farklı. Sarsıcı,yıkıcı, doyurucu bazen aç bırakan ve hep tamamlayan. Herkesin çok kolay okuyabileceği - yada hazmedebileceği demek daha doğru belki - bir kalem değil. Ama onu sevenler için vazgeçilmez ve bir romanını okuyunca diğerlerini de hemen okumalıyım hissi doğuran bir kalem.
Daha önce okuduğum romanlarını da buraya bırakıyorum.
Beş Sevim Apartmanı
Kırmızı Zaman
Deli Kadın Hikayeleri
Okumadıysanız tıklayıp onlara da göz atabilirsiniz diyerek Şahbaz'ın Harikulade Yılı 1979 a geçiyorum.
Roman 12 bölüm 12 ayı anlatan. Baş karaketer Şahbaz ama Şahbaz var mı yok mu, cin mi insan mı belli olmayan bir cüce yaratık. Üç kapılı handa işkence görüp ölüme terkedilen bir kadına , her ay o mevsimin meyvesini yedirip ölmesine izin vermeden dışarıda olup bitenleri anlatıyor.
Anlattıkları hem gerçek hem değil. Hikayede adı geçenler ne tam hayal ürünü ne de tamamen doğru. Belki yaşadıkları yerler farklı, belki isimleri belki yaşadıklarının sırası ...
Babasının tecavüzüne uğradığı için kardeşi tarafından öldürülen kadın gerçek ama abilerinin adı belki Şahbaz' ın söylediği gibi değil. Yetiştirme yurdundan kaçıp hamile kalan kadın gerçek ama doğan çocuk Burak'mı bilinmez. Kardeşin kardeşi öldürdüğü o korkunç sağ sol çatışmalarının yaşandığı 1979 yılında çok ananın ağladığı, çok babanın üzüntüden öldüğü gerçek ama öldürülenlerdn biri belki Şahbaz'ın bahsettiği Haydar değil
İşte böyle Şahbaz hanın bir odasında kimseler görmeden, kimseler bilmeden kadına bakıyor ve insan hikayeleri anlatıyor. Her satırında gözlerinizi dolduran, içinizi sızlatan hikayeler. Kadın Şahbaz'ı anlıyor anlamasına ama hiç cevap vermiyor. Dinliyor, dinliyor, dinliyor. Hikayelerde anlatılanlarla Şahbaz'ın ilişkisini arıyor. Şahbaz kimdir diye merak ediyor.
Daha fazla anlatmak bu harkulade romanın büyüsünü bozabilir o yüzden artık susuyorum.
220 sayfalık romanın sonunda 1979 almanağı var. Ülkemizin en acı yıllarından biri olan 1979 da gün gün neler olmuş okuyabilirsiniz. Ben bir ay okuyunca o aya ait almanağı okudum hemen bitirince okumaya kalksam o kadar ölümü o kadar acıyı arka arkaya okumaya dayanamazdım herhalde.
Mine Söğüt söylediğim gibi kelimeleriyle , kurgusuyla beni büyüleyen, damarlarıma işleyen bir yazar. Böylesi bir yazarı mutlaka okuyun diyebilirim sadece...
Romandan bir iki cümle de bırakayım size
Sevgiler
Siz herkesin eşit olduğuna, olabileceğine inanıyorsunuz. Yanılgı burada başlıyor. Evet iyi kalpli bir düş gördüğünüz. Ama herkes eşit değil yeryüzünde olması da gerekmiyor. Geceyle gündüz bile eşit değil, yazla kış farklı...
Hafızayı zamana emanet etmenin sonucu unutmaktır. Zaman unutturur. Unutturur ki hayat devam etsin. İnsan unutmasaydı yaşayamazdı...
Yine bi Mine Söğüt mucizesi... Yine çok farklı bir roman. Mine Söğüt romanları bize edebiyat derslerimizde öğretilen kahramanları, yaşadıkları yerleri öğrendiğimiz giriş , kahramlanlar arası ilişkilerin olgunlaştığı gelişme ve mutlu yada mutsuz sondan oluşan sonuç bölümlerinden oluşmuyor. Her sayfa yeni bir giriş her sayfa yeni bir gelişme ve hep değişik akla gelmeyen sonlar...
Mine Söğüt'ün kalemi çok farklı. Sarsıcı,yıkıcı, doyurucu bazen aç bırakan ve hep tamamlayan. Herkesin çok kolay okuyabileceği - yada hazmedebileceği demek daha doğru belki - bir kalem değil. Ama onu sevenler için vazgeçilmez ve bir romanını okuyunca diğerlerini de hemen okumalıyım hissi doğuran bir kalem.
Daha önce okuduğum romanlarını da buraya bırakıyorum.
Beş Sevim Apartmanı
Kırmızı Zaman
Deli Kadın Hikayeleri
Okumadıysanız tıklayıp onlara da göz atabilirsiniz diyerek Şahbaz'ın Harikulade Yılı 1979 a geçiyorum.
Roman 12 bölüm 12 ayı anlatan. Baş karaketer Şahbaz ama Şahbaz var mı yok mu, cin mi insan mı belli olmayan bir cüce yaratık. Üç kapılı handa işkence görüp ölüme terkedilen bir kadına , her ay o mevsimin meyvesini yedirip ölmesine izin vermeden dışarıda olup bitenleri anlatıyor.
Anlattıkları hem gerçek hem değil. Hikayede adı geçenler ne tam hayal ürünü ne de tamamen doğru. Belki yaşadıkları yerler farklı, belki isimleri belki yaşadıklarının sırası ...
Babasının tecavüzüne uğradığı için kardeşi tarafından öldürülen kadın gerçek ama abilerinin adı belki Şahbaz' ın söylediği gibi değil. Yetiştirme yurdundan kaçıp hamile kalan kadın gerçek ama doğan çocuk Burak'mı bilinmez. Kardeşin kardeşi öldürdüğü o korkunç sağ sol çatışmalarının yaşandığı 1979 yılında çok ananın ağladığı, çok babanın üzüntüden öldüğü gerçek ama öldürülenlerdn biri belki Şahbaz'ın bahsettiği Haydar değil
İşte böyle Şahbaz hanın bir odasında kimseler görmeden, kimseler bilmeden kadına bakıyor ve insan hikayeleri anlatıyor. Her satırında gözlerinizi dolduran, içinizi sızlatan hikayeler. Kadın Şahbaz'ı anlıyor anlamasına ama hiç cevap vermiyor. Dinliyor, dinliyor, dinliyor. Hikayelerde anlatılanlarla Şahbaz'ın ilişkisini arıyor. Şahbaz kimdir diye merak ediyor.
Daha fazla anlatmak bu harkulade romanın büyüsünü bozabilir o yüzden artık susuyorum.
220 sayfalık romanın sonunda 1979 almanağı var. Ülkemizin en acı yıllarından biri olan 1979 da gün gün neler olmuş okuyabilirsiniz. Ben bir ay okuyunca o aya ait almanağı okudum hemen bitirince okumaya kalksam o kadar ölümü o kadar acıyı arka arkaya okumaya dayanamazdım herhalde.
Mine Söğüt söylediğim gibi kelimeleriyle , kurgusuyla beni büyüleyen, damarlarıma işleyen bir yazar. Böylesi bir yazarı mutlaka okuyun diyebilirim sadece...
Romandan bir iki cümle de bırakayım size
Sevgiler
Siz herkesin eşit olduğuna, olabileceğine inanıyorsunuz. Yanılgı burada başlıyor. Evet iyi kalpli bir düş gördüğünüz. Ama herkes eşit değil yeryüzünde olması da gerekmiyor. Geceyle gündüz bile eşit değil, yazla kış farklı...
Hafızayı zamana emanet etmenin sonucu unutmaktır. Zaman unutturur. Unutturur ki hayat devam etsin. İnsan unutmasaydı yaşayamazdı...
31 Yorumlar
Yeni tema çok hoş olmuş:)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Cem Kazan değiştir dedi bende onu dinledim
Silİlginç bir kitap gibi geldi ama içim karardı yahu 😄
YanıtlaSilMine Söğüt acıtıcı gerçekleri yazıyor... Mutlaka bir kitabı ile başla bence
Silİlgimi çekti;merak ettim;kütüphanemde bekleyen kitap! Teşekkürler...
YanıtlaSilÇok bekletmeyin Güven bey..
SilSevgiler
Mine Söğüt'ün tüm kitaplarını bitirmek üzereyim ben de... Bir Kırmızı Zaman kaldı basılı kitaplarından. Şimdi Pınar Kür ile sohbetini okuyorum.
YanıtlaSilOkuduğum kitapları arasında bu kitabı bana çok ağır gelmişti... Yaşananlardan sanırım...
Keyifli okumaların olsun
Evet gerçekten ağır şeyler anlattıkları.. Aslında hep yaşananlar ama okuyunca acı
SilMime Söğüt okumayı bende çok istiyorum.
YanıtlaSilKırmızı Zaman ile başlamanı tavsiye ederim... Seveceksin
SilMine Söğüt kitaplarını çoook severim, hepsini okudum sanırım ama bu kitabı defalarca yarım bıraktım hala daha okumadım. Bitiremediğim tek kitabıdır bu..
YanıtlaSilBenim de sadece Madam Arthur Bey kaldı ..
SilÇok seviyorum
Firuzan okudun mu hiç Sevim abla? Ben Firuzan ile Mine Söğüt'ü çok benzetiyorum, yani anlatım tarzı kelimeleri falan.
SilYok hiç okumadım. Önereceğim kitabı var mı?
SilYani Mine Söğüt sevdiğine göre bence Firuzan da seversin. Biliyor musun, şuan BKM Kitabın içindeyim ve Firuzan rafına bakıyordum, yorumunu gördüm. Ve hemen gözümü kapatıp bir kitabını seçtim sana uçuracağım :) Seversen gerisini kendin alıp okursun :)
SilYazdıklarını kabullenmek biraz zor ama çok güzel ben çok seviyorum
YanıtlaSilMine SÖĞÜT kitaplarından hiç okumadım, notumu aldım okuyacağım.
YanıtlaSilSevgiler,
Tavsiye ederim ...
SilMine SÖĞÜT bence bu konuda gerçekten çok başarılı. Severek, beni içina alarak okutan bir yazar.
YanıtlaSilBende bende bende çok seviyorum
Silhımmm aklımda olsun bu kitabı daa :) dorian grayi de sevdin miiii :)
YanıtlaSil60 sayfa falan okudum henüz kararsızım anlayamadım daha :))
Silİki saat kadar once defterime "uzun bir sure sadece neşeli seyler okumaliyim" diye yazmıstım...
YanıtlaSilBuna bazen benim de ihtiyacım oluyor
Silİç karartan bir yapısı var gibi.
YanıtlaSilİç karartan demeyelim ama acı gerçekleri yüze vuran diyebiliriz
Silİhsan Oktay Anar'ın "Efrasiyab'ın Hikayeleri" kitabına benzettim biraz.Okuma listeme aldım.
YanıtlaSilİhsan Oktay Anar dilinde çok zorlandığım bir yazarımız. Ama en çok okumak istediğim yazar
SilNe dolu ve ayakları yere basan bir kitap yorumu olmuş Sevimli Kitap kardeş. <3 Teşekkürler.
YanıtlaSilBu arada sizin miniğin operasyon halledildi mi? İyidir umarım? Ya Şeker? <3 (Kalpli göz mimiği bir sürü hem de. ;)
Ayy canım ya teşekkürler yorumun için. Ameliyat oldu iyileşti eskisi gibi kuduruk :)
SilŞeker de naaapsın ona uymadan kibar kibar yaşıyor
Öpüyorum bende
Ah canım ağır ablam Şeker. <3 İdare ediyor demek kardeşini. Kuduruk da iyileşti demek kuduracak kadar. :D Sıpa. <3
Sil