Ahh Oblomov Ahhh


Şu gerçeği kabul etmek gerekli ki Ruslar edebiyat konusunda bir deha...Tolstoy, Gogol, Dostoyevski , Puşkin okumaya doyamadığım isimler. Okudukça daha okuyasım geliyor. Tasvirleriyle, anlattıkları aşklarla, cesurca eleştirileriyle her yapıtları ayrı bir dünya. Gonçarov adını daha önce hiç duymamıştım. Bir kaç kitap dostumdan Oblomov okumalısın tavsiyesi gelince tanıştım kendisiyle iyi ki de tanıştım. Kalemine aşık oldum. 600 sayfalık bir romanı su gibi okudum.



İlya İliç Oblomov roman kahramanımız 30lu yaşlarda eskiden çok zengin olan bir ailenin oğlu. Variyetinin büyükçe bir bölümünü zaman içinde kaybetmiş olsa da, hizmetlisi Zahar ile birlikte Petersburg'da yaşıyor.

Tabi buna tam olarak yaşamak denirse... Sadece uyuyor. Öğlene doğru kalkıyor, birşeyler yapmayı içinden geçiriyor sonra yaparım deyip tekrar uyuyor. En yakın dostu Ştoltz. Alman ve tam bir Alman disiplini içinde, Oblomov'u harekete geçirmek için çok uğraşıyor bazen başarır gibi olsa da Oblomovluk tan kurtulmak kolay iş değil. Hep bir bahanesi var yapılacak işlerini ertelemek için Oblomov'un Bugün hava sıcak, bugün soğuk, yarın tatil daha önümde zaman var diyerek mektup bile yazmıyor sevgili kahramanımız. 

Oblomov çok büyük hayat felsefeleri içeren bir roman. Herkes kendi içinde kahraman aslında. Güzeller güzeli Olga'da, dostu sandığı Tarantyev'de, ev sahibi Agatya Matveyevna'da, hizmetkar Zahar'da, hayatta onu en çok düşünen Ştoltz 'da...  Hepsinin hayata bakışı çok farklı, yaşamları çok farklı ve okurken hepsinden çok fazla şey öğreniyoruz.



Okurken romanın içine girmek istedim. Oblomov' u yakasından tutup silkelemek, onu yataktan kaldırmak. Bazen karşısındaki divana kıvrılıp uyumak. Bazı yerlerde kahkahalarla güldüm, bazı yerlerde ciddi ciddi ağladım.

İnanılmaz sevdim ben Oblomov'u... Muhteşem bir roman ayrıca muhteşem de bir çeviri benim olduğum İletişim yayınları basımı.

Klasikseverler hiç vakit kaybetmeden okuyun bence
Sevgiler
Sevim