Güneş Gibi Doğmak


Finlandiya , küçücük bir Kuzey Avrupa ülkesi... Rusya, İsveç ve Norveç ile komşu... Yüzölçümü 338.000 km2 , nüfusu 5.500.000 yani Türkiye'ye kıyasla küçücük ve çok çok tenha bir ülke... Uzun yılar İsveç'e bağlı yaşamış, bir süre Rusya' ya bağlı 1917 den itibaren de bağımsız bir Cumhuriyet. Bu bilgiler günümüze ait, Beyaz Zambaklar Ülkesinde , Angry Bird' den sms e Molotof  kokteylinden sauna ya bir çok şeyin mucidi Finlandiya' nın varoluşunu anlatıyor.


Genel olarak roman sever biri olarak , kapağında Atatürk' ün tavsiye ettiği kitap ibaresini görünce okumaya karar verdim bu muhteşem kitabı. Evet muhteşem tek kelime ile... İnsanın içini umutla dolduran, geleceğe güzel baktıran bir kitap. 1908 lerede aç, sefil, hastalıklarla kırılmış, alkolün pençesinde, eğitimsiz ve bağımsız bile olmayan bir ülke... Ama öyle önderler geliyor ki başlarına önce halkı eğitiyor. O ülkeden kahramanlar çıkıyor. Kahramanlar halkı ateşliyor, bu ateşin kaynağı halkın tamamen kendisi... 

Yıllarca dini sadece korku olarak gören halkın arasına onları eğiten din görevlileri karışıyor. Bir kaç doktor en ücra köylere giderek halkı önce tedavi ediyor. Sağlığına kavuşanlar ekonomiye değer katmak için çaba harcıyor. Daha önce hakaret, küfür aşağılanma yeri olan kışlalar eğitim merkezi haline dönüşüyor.

Neredeyse her satırın altını çizerek, üzerinde düşünerek, notlar alarak okudum kitabı. Şu an Avrupa' da üniversite mezunu en çok kişinin bulunduğu, huzurun ülkesi olarak adlandırılan bu ülke halkına imrendim. Tatlıcılar kralı Yarvinen' in profesörlere hitaben yaptığı konuşma hayat mottosu olacak nitelikte.

Ulu Önderimizin bu kitabı herkese neden tavsiye ettiğini anlamak güç değil okuyunca... Her zaman savunduğum eğitim dünyadaki en önemli şey, kitap okumayan insanlar benden uzak dursun, eğitimsizlikten şikayet ediyorsan bir şeyler yap tezlerimi bir ülkenin varoluş mücadelesi içinde görmek çok keyif verici oldu.

Herkesin kesinlikle okuması gereken bir kitap, hatta bir kere değil pek çok kere... Sorunlar ile mücadelede yorulunca, umutsuzluğa kapılınca , nasıl olacak bu iş dediğimiz anlarda.... Bir ülke o sefaletten bugün pek çok kişinin yaşamak istediği bir hale geldiyse her birimiz her zorluğun üstesinden geliriz. Kitapta bir de Robinson öyküsü var, diyor ki Robinson tek başına bu mücadeleyi verdiyse ve Cuma' ya İngilizceyi öğretip onu can yoldaşı haline getirdiyse hepimiz bunu yapabiliriz. Bizde kendi dünyamızın Robinsonlarıyız

2017 yılında okuduğum kitaplar içinde en beğendiklerimden oldu okumayan kalmamalı...
Sevgiler
Sevim,

0 Yorumlar