Masumiyet Müzesi - Orhan Pamuk - Kitap Yorumu
Aşkın Bir Başka Hali
Grup okumalarımıza devam ediyoruz, bu ay yerli bir yazarla Nobel Edebiyat Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk'la onun en farklı romanıyla devam ettik. Farklı diyorum çünkü müzesi olan bir roman yada romanı olan bir müze var ülkemizde. Dünyada başka bir örneği var mı bilmiyorum ama İstanbul'da Çukurcuma'da bir müze var Masumiyet Müzesi, bu müze 2014 yılında Avrupa'da yılın müzesi ödülünü kazanmış bu roman o müzenin doğuş hikayesi aslında .
Müzenin ana sayfasında da yazdığı gibi Orhan Pamuk sevdiği beğendiği eşyaları müze için toplamaya başlar ve bu eşyalar üzerine Füsun ve Kemal'in hikayesini kurgular. Evet bu roman Füsun ile Kemal'in aşk hikayesi. Zengin, eğitimli ve yakışıklı Kemal'in nişanına bir kaç gün kala yeniden karşılaştığı uzaktan akrabası fakir Füsun ile yaşadığı ve yıllarını, hatta hayatını harcadığı bir aşk bu.
Aşkın bir garip hali aslında, takıntı yada kendi tabiriyle de hastalık olan hali. Sevgilisinin dokunduğu eşyaları alıp sakladığı ve bunları sonra müzesinde sergilediği bir aşk bu. Kavuşma , kavuşamama arasında giden her ikisin de bazen çok mutlu bazen çok mutsuz eden bir aşk. Ben bu duyguyu asla aşk olarak adlandirmam onu söyliyeyim bence tam olarak hastalik bu.
Beş yüz sayfaya yakın olan romanı okurken kimi yerlerde çok yorulduğumu kabul etmeliyim. Uzun uzun Yesilçam anıları ,sosyete davetlerindeki detaylar , bunlarin basinda, ama
ülkenin hemen hemen elli yılındaki tüm gelişmeleri aktarmış Pamuk Masumiyet Müzesinde. Evet Kemal takıntılı bir adam ve bence hissettiği şeyi sadece aşk diye ifade edemeyiz ama Kemal sonuç olarak bir karakter romanda ve yazıldığı şekle saygı duymak gerekiyor. Beni rahatsız eden Kemal'in -bence- hastalıklı olması değil, romanın anlatıcısının sürekli okur yerine muzegezer hitabı kullanması oldu.
Romanın en büyük eleştiri aldığı kısımlardan biri de ilk sayfalarda yer al cinsellik ve bekaret ögeleri ki, ben de bu kadar üzerinde durulmasına gerek var mıydı dedim kitabı bitirdiğim zaman.
ülkenin hemen hemen elli yılındaki tüm gelişmeleri aktarmış Pamuk Masumiyet Müzesinde. Evet Kemal takıntılı bir adam ve bence hissettiği şeyi sadece aşk diye ifade edemeyiz ama Kemal sonuç olarak bir karakter romanda ve yazıldığı şekle saygı duymak gerekiyor. Beni rahatsız eden Kemal'in -bence- hastalıklı olması değil, romanın anlatıcısının sürekli okur yerine muzegezer hitabı kullanması oldu.
Romanın en büyük eleştiri aldığı kısımlardan biri de ilk sayfalarda yer al cinsellik ve bekaret ögeleri ki, ben de bu kadar üzerinde durulmasına gerek var mıydı dedim kitabı bitirdiğim zaman.
Orhan Pamuk ya çok sevilir ya hiç sevilmez ortada duran azınlıktır yazara karşı ben ortada kalanlardanım. Kolay okunamayan, anlaşılamayan bir yazar ama ben hem aldığı ödülle hem de müzesiyle ülkemiz için önemli biri olduğunu düşünüyorum.
Çok harika mutlaka okuyun diyeceğim bir roman olmasa da bir müzenin dogusunu anlatmasi ilgi çekici
Sevgiler,
Sevim
26 Yorumlar
Henüz hiç Orhan Pamuk okumadım.
YanıtlaSilBöyle bir müze olması yani ismi hakikaten ilginç. Çok teşekkürler:)
istanbula gittiğin bi vakit git abla sen de
Silbu müzeyi çok seviyom yaa. ama orhan pamuk kurgu romanları uykumu getiriyor. hiç giremedim havasına :) kurgu dışı kitaplarını çok seviyom. istanbul, nostalji, günlük, filan. kendisinin edebi kişiliğini de çok seviyom. politik kişiliği sıkıcı, romanları gibi kikiriki :)
YanıtlaSilpolitik kişiliği garip bence de ama romanarı okumak çok zor hakket
SilHiç okumadım.
YanıtlaSilPamuk'a karşı insanlar okumam yada ne yazsa okurum :) diye ayrılıyor
SilCinsellik ve bekaret bölümü gerçekten gereksiz olmuş. Ben de Pamuk'a karşı ortada duranlardanım. Bilgilendirici bir yazı olmuş, teşekkürler :)
YanıtlaSilolmasa kitapta bir şey eksilmezdi o zaman olmasına ne gerek var
SilMasumiyet Müzesi'nin gerçekte var olan bir müze olduğunu bilmiyordum ben. Bilgi için teşekkürler...
YanıtlaSilÇukurcuma 'da. kitabı okuyunca yazar için müzenin daha önemli olduğunu hissettim
SilBu müzeyi gezmenin verdiği gururla ehem ehem! :)
YanıtlaSilKitabı okumadım ama Pamuk’un Kara Kitap romanını okudum... Dediğiniz gibi ağdalı aynı zamanda da bence sihirli bir dili var sevmiştim, teşekkürler hatırlattığınız için o ilk sayfalardaki muhabbeti merak ettim şimdi:)
gezmek istiyorum ben de istanbul'a ilk geldiğimde aklımda
Sildediğiniz gibi seveni çok seviyor sevmeyeni nefret ediyor, siz de ortada iseniz azınlıktasınız:)) paylaştığınız için teşekkür ederiz, keyifli okumalar:)
YanıtlaSilbazı yazarlar böyle çok garip gerçekten
SilKitabı geçen sene de okuma listeme almıştım ama nedense hep erteledim. Bir şeyler okumamı engelliyor sanki... Bir de bu kitabı alana müzeye giriş indirimlimiydi öyle bir şey vardı sanki.
YanıtlaSilBu arada güzel bir tanıtım yazısı olmuş, ellerine sağlık...
Müze bileti içinde, okursan yorumunu bekliyorum ben kesinlikle ortadayım ne çok beğendim ne de beğenmedim kararsızım
SilCevdet Bey ve Oğulları çok güzeldir.
YanıtlaSil2020 ye kadar Orhan Pamuk okumam :)
SilYazarın Türkçesenin yetersizliği ile ilgili çok fazla eleştiri var
YanıtlaSiliyi bayramlaaar :)
YanıtlaSilIyi bayramlar bloggerlarin en güzeli
SilOrhan Pamuk'un kitapları hep sıkıcı gelmiştir bana nedense
YanıtlaSilOkunması çok zor haklisiniz
SilYazardan okuduğum ilk kitap buydu. Okuyalı yıllar oldu. Ben sevememiştim maalesef. Bu nedenle yazarın başka bir kitabını okumadım ama Benim Adım Kırmızı'yı merak ediyorum.
YanıtlaSilBenim Adım Kırmızı çok daha farklı, daha masal gibi...
SilUzun zaman önce okumuş, çok da sevmemiştim.Yıllar sonra aşk söz konusu olduğunda aklıma hep bu takıntılı ilişkinin gelmesini de yazarın gizli etkisine bağlıyorum.
YanıtlaSil