Babaya Mektup


Dün babalar günüydü madem , eski bir paylaşımımı bugün tekrar paylaşmak geldi içimden

Çocuk Olmak Zor Ya Anne Baba Olmak - Babaya Mektup


Köpek ve kedi anneliğimi saymazsak, anne değilim ben. Çocuk yetiştirmiyorum ve bunun zorluğunu ve  keyfini yaşamıyorum. Ama hemen hemen tüm arkadaşlarım çocuk sahibi oldukları için onların yaşadığı bu sürece sık sık dahil oluyorum. Bence hata olan yada desteklediğim davranışlarını onlarla pek çok sefer ben de yaşıyorum. Sık sık bu konudaki makaleleri okuyor, eğitim uzmanlarını dinliyorum. Anne olmak , baba olmak kolay değil; yani bunu doğru yapabilmek kolay değil aslında. Biraz bunları düşündüren bir kitap var elimde Babaya Mektup...

Franz Kafka , çağımızın en büyük yazarlarından. Dava ve Dönüşüm ismi ilk akla gelen romanları. Ben farklı bir kitabını seçtim Pazar günü. 57 sayfalık Babaya Mektupbabası Hermann Kafka' ya yazdığı ama hiç göndermediği bir mektubu aslında...

Pek çoğumuzun yok mu böyle mektupları, notları sahibine hiç ulaşmamış içimizi döktüğümüz satırları... Belki de biraz da bu yüzden seçtim bilemiyorum iç hesaplaşmaları okumayı, anılarda gezinmeyi seviyorum galiba...





Eğer Max Brod olmasaydı, Kafka' nın diğer eserleri gibi bunu da okuyamayacaktık. Çünkü ağır hastalığı zamanında yazdığı herşeyi en yakın dostuna , ölümünden sonra yakılması amacıyla teslim etmişti Kafka. Ama bu dost hiç birini yakmaya kıyamamış ve yayınevine vererek bugünlere ulaşmasını sağlamış. İyi ki de bunu yapmış da biz bu eserleri okuyabiliyoruz.

Babaya Mektup 'ta  3 kız kardeşi Ottla, Elli ve Valli ile olan ilişkileriyle birlikte babası ile arasında olan uçurumu anlatıyor Kafka... Babasına sesleniyor, onun hakkında neler düşündüğünü anlatıyor. Babasını bazen suçluyor, bazen kendisinde hata arıyor. Baskılardan , babasının sertliğinden , elemanlara davranışının kötülüğünden o kadar bıkıyor ki, bu kendini ezilmiş hissetmesini sağlıyor. Ama mektubu yazmasının en temel nedeni 36 yaşında evlenmeye karar verdiğinde babasının bu evliliğe karşı çıkması... 

Kişiliğimizi oluşturan ailelerimizle , çocukluktan itibaren yaşadıklarımız. O yüzden anne baba olan herkesin  okuması gereken bir kitap bu. Bizim doğru sandıklarımız. Çocuklarımızın dünyasını paramparça edebiliyor ve biz bunu anlayamayabiliyoruz.

Kafka'nın acıları, sancıları kendimizi sorgulatacak eminim . Ben okurken gerçekten keyif aldım. O yüzden gönül rahatlığıyla okumanızı tavsiye ederim Klasiklere başlangıç için iyi bir seçim olabilir.


Sevgiler
Sevim

13 Yorumlar

  1. Jehan Barbur'un Baba Öyküleri'nde bir sözü vardır, çok severim:
    "Babandır, ne yapsa yarandır"

    YanıtlaSil
  2. Kafka'nın Amerika'sını okumuş daralmıştım. Talihsiz Serüvenler Dizisi yanında hafif kalıyordu. İşin kötüsü bir de bitmemiş kitapmış , bilsem elimi sürmezdim. Ondan beridir biraz mesafeliyim kendisine :)

    YanıtlaSil
  3. ah yaa kafka yirminci yüzyılın en büyük yazarı yaa. proust ile birlikte. babası ya of yaaa elimde olsa babasını iyi bir döverdim. gerçi babası böyle olmasa kafka da kafka olmazdı :) oğuz atay da bizim kafkamıız :) kafkanın tüm kitaplarını okudum. onunla ilgili kitapları da ama bunu şimdi hatırlamadım yanii. bi bakıyıım okurums :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaaa bunu okumuşsundur çok keyifli severek okudum

      Sil
  4. Babalar günü sonrası Kafka eseri paylaşımınız iyi denk gelmiş. Yazmak bilinci toparlıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tekrar paylasimlarda böyle şeylere dikkat etmeye karar verdim

      Sil
  5. Kafka'yı çok severim. Yukarıda Deep'in dediği gibi Oğuz Atay bizim Kafka'mız düşüncesine kesinlikle katılıyorum. Kedi köpek anneliği bende de var. Bazen komşu çocuklarına da annelik yaptığım söylenebilir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizimkiler bizim hakkımızda kitap yazamayacak en azindan

      Sil
  6. süper bir tanıtım olmuş bayıldım

    YanıtlaSil
  7. Kafka şahsına münhasır bir yazar. O nedenle yazdığı her eser ses getiriyor.

    YanıtlaSil