Kırmızı Defter - Paul Auster - Kitap Yorumu

Hayat Tesadüfleri Sever- Kırmızı Defter

Çok kısa bir zaman sonra 4 3 2 1 okuyacağım ama  o 1127 sayfalık esere başlamadan biraz daha Paul Auster alıştırması yapmaya karar verdim. Çok seviyorum  Auster'i aslında amacım bu sene içinde ülkemizde yayınlanan tüm eserlerini bitirebilmek. Ama tabi mümkün olur mu bilemiyorum. 

Bu sefer mini  mini öykülerinin yer aldığı Kırmızı Defter i okudum. E- kitap okuma işini sevince yine o şekilde okudum. Eskiden sevmeyeceğimi düşünüp, ön yargılı yaklaştığım için de kendime kızdım, hem çok daha hesaplı alıyorum kitapları hem de tabletten kolayca okuyorum. Hemde altını çizdiğim cümleleri tek bir tıklama ile kitap bitince yeniden bir sayfada görebiliyorum.

Benim okuduğum e-kitap basılı şekli ile aynı mı bilmiyorum ama 3 ayrı bölümden yer alıyor. Birinci bölüm kitaba da adını veren Kırmızı Defter . Bu bölümde on üç öykü var. Hepsi yazarın başından geçtiğini yada arkadaşlarının anlattığını söylediği tesadüf hikayeleri. 

Hepimizin başına gelen şeylerin bu şekilde hikayeleştirilmesi sanatçılık noktası işte. Yoksa bir arkadaşımızı düşünürken yolda ona rastlarız, bir kazadan kıl payı kurtuluruz, o gün sarf ettiğimiz bir söz daha akşam olmadan karşımıza çıkar gibi. Ama biz buna aa ne tesadüf , ne ilginç der geçeriz yada en fazla bir kaç kişiye anlatırız. 

Söz konusu olan Paul Auster olunca bu olayları yaşamış olsun olmasın milyonlara anlatıp, okutuyor ben de önünde şapka çıkartıyorum. Bu bölümde sanırım dördüncü öykü - kaybettiği paranın karşısına çıkması- ve ilk aşka kavuşma öykülerini çok sevdim. Altını bölümdeki aradığı kitabın karşısına çıkmasını anlatan öyküden ise biraz ürktüm. Şu aralar bir kitabı arayıp bulamadığım için sanırım :) 

İkini bölümün ismi Neden Yazıyorum ? Bu bölümde de yine hayatı yönlendiren değiştiren beş ayrı öykücük var. Yazarın kendi başından geçtiğini anlattığı ve kalemsiz dışarı çıkmama ve bu sayede yazar olma öyküsüne ise bayıldım. 

Son bölüm ise üç öyküden oluşan Kaza Raporu. Bu bölümdeki öykülerden sonuncusunda ise yazarın en sevdiği kitap olan Küçük Prens'in yazarının annesi ile aynı apartmanda oturmuş ve hiç tanışmamış olması öyküsü çok etkileyiciydi benim için

Paul Auster'in tesadüflerini sevenlerin bayılarak okuyacağı Kırmızı Defter öykü kitabı Auster'i hiç okumamış birisi için başlangıç kitabı olmayabilir. Hep söylüyorum bence yazarla tanışma kitabınız Şans Müziği olmalı. Şimdi düşünüyorum da bence benin içinde tesadüf;  romanı okurken , kahramanı çok özel bir arkadaşıma benzetmem (ki medeni durumunda mesleğine her şeyi bambaşka olmasına ramen) romanın son sayfasında kahramanın doğum tarihi ile o arkadaşımın  doğum tarihi ile aynı olması olabilir mi ?

Sevgiler

Sevim.