Kendine Yolculuk- Ay Sarayı 


Muhtemelen 2018 in son kitap inceleme yazısı olacak bu benim için, çünkü kalan bir haftada da önümüzdeki yıl okuyacağım kitapların listesini tamamlarım, okuduğum kitaplar ile ilgili bir yazı daha yazarım. Ama bugün çağdaş Amerikan Edebiyatı deyince aklıma gelen tek ismin Paul Auster'in en çok beğenilen kitaplarından birini anlatacağım Ay Sarayı... Yazarın her zamanki üslubunun yani tesadüflerin hakim olduğu bir roman ama bu tesadüfler öylesine yerleştiriliyor ki romana okurken ' aaa olaya bak ' diyorsunuz her seferinde... Ayrıca bir de not ekleyeyim yazdığı tüm kitapları Türkçe'ye çevrilmiş tek yazar bu yüzden Can Yayınlarına ve Can Öz'e çok büyük teşekkürlerimi sunuyorum kendi adıma.








Babasını hiç tanımadan büyüyen Marco Stanley Fogg on iki on üç yaşlarında annesini kaybeder, üniversite yıllarında (aya ilk ayak basıldığı yıl olan 1969'da) da tek yakını olan dayısını. Bu kayıp onda her şeyden vazgeçme duygusunu uyandırır; yemekten içmekten, barınmaktan... Central Park'ta aç, sefil ve sırılsıklam bir halde ölümü beklerken dostluk ve aşk onu yeniden hayata döndürür. Normal bir adam olmaya karar verir ve iş bulur kendine.

Bulduğu iş pek de öyle herkesin kabul edeceği türden bir iş değildir. Tekerlekli sandalyeye bağlı, kör bir yaşlı olan Thomas Effing'e arkadaşlık edecektir. Ona kitap okuyacak, yürüyüşe çıkartacak vaktini yalnız geçirmemesini sağlayacaktır bu yarı deli ihtiyarın. Kendisine günlerce kitap okutan Effing bir anda bundan vazgeçer ve ölümünden sonra gazetelerde yayımlanmak üzere hayat hikayesini yazdırmaya karar verir Fogg'a...

İşte bu hayat hikayesi tüm tesadüflerin başlangıcı, hayatın neler üzerine kurulu olduğunun sorgulanması olur Fogg için

Dediğim gibi Ay Sarayı pek çok kişi için en çok sevilen Auster kitabı olmuş benim favorim hala Şans Müziği olsa da, gerek Effing'in hayat hikayesi, gerekse bu hayat hikayesinin peşinden giden Fogg'un olgunlukları çok keyifle okutuyor romanı...

Çeviri için diyebileceğim tek şey mükemmel olduğu, Seçkin Selvi en son geçen yıl çevirisini yaptığı 4 3 2 1 ile 14 Paul Auster kitabı çevirip 6 tanesinin de editasyonunu gerçekleştirmiş, yazarla özdeşleştiği için muhteşem bir çeviri yapıyor ve romanı çok daha keyifle okutuyor. Kendisinin bir röportajını izledim hem yazara hem  de okura saygı gereği yazarın üslubunu değiştirmemek gerekli dedi, ellerinden öpmek geldi içimden.   Seçkin Selvi'nin çevirisini yaptığı eserlerin aynı zamanda editörü yani son söz de kendisinde ve kesinlikle haklı bir karar bu.

Yazarla ilgili bir cümlesinden de çok etkilendim Selvi'nin diyor ki ; Paul Auster romanlarında seçimleriniz; sizin yaşam biçiminiz etkiler hissini alırsınız. Kesinlikle doğru sonra bu seçiminizin sonucu bambaşka bir şekilde 'tesadüfi olarak' karşınıza çıkıyor romanlarda...

Şimdiye kadar Paul Auster okumayan kalmamıştır diye umuyorum içinizde ama eğer varsa kitap evlerinde bu kadar çok yıl sonu indirimi varken bir tane mutlaka alın kendinize mutlu olun...


Sevgiler
Sevim

16 Yorumlar

  1. Kitap okuyup yorumlayan bloggerları çok kıymetli tutuyorum. Türü ne olursa olsun kitap hakkında söz edip, katma değer yaratmak aydınlatıcı ve bilinç yükselticidir. Zaman zaman bende okuduğum kitapları yorumluyorum.

    YanıtlaSil
  2. Auster'den çok kitap okudum ama bu kalmış:) güzelmiş, elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 4 3 2 1 i sipariş ettim 1127 sayfa bakalım nasıl okuyacağım heyecanliyim

      Sil
  3. auster evet tabii iyilerdeen. orhan pamukun da arkadaşı :) ben de bir iki okudum ama okunmalı bence dee. filmleri de güzel tabii :) ah çevirmen evet iyi tabii. ne de güzel şeyler sölemiiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir röportajdı çok hoşuma gitti benim de

      Sil
  4. Paul Auster okuyacağım inşallah. Hatta yanılmıyorsam bir kitabı da var emin değilim. 2019 da inşallah :)

    YanıtlaSil
  5. Seçkin Selvi 79 yaşındaymış..Bu yaşına rağmen çeviri yapabiliyor,müthiş bişey..✔😊

    YanıtlaSil
  6. Tam herşey bitti derken hayata yeniden,sıfırdan başlamak...Etkileyici bir konu..

    YanıtlaSil
  7. Bilgilendirmeler için çok teşekkürler. Tanıtım yazılarından çok istifade ediyorum.

    YanıtlaSil
  8. Paul Auster ı senden görüp okumuştum.Şans Müziği .Çok değişik ,bir alacakaranlık kuşağı konusu gibi.Bir kitabını daha okuyabilirim yeni yılda.Senin kadar okumam mümkün değil sanırım:)) Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben 4 3 2 1 i aldım ama korkuyorum başlamaya 1127 sayfa ya... şans müziği özelikle sonuyla çok capmisti beni ..

      Sil