Gönlüm sevmekten hiç bir zaman utanç duymamıştır...


Tarihin içinde bir zamanda, yolculuklar yapıp o yolculuklarda dünya tarihinden kesitler ile iç içe geçmiş aşkı okumak istiyorsanız okuyabileceğiniz tek isim bence Amin Maalouf... Blogumda sık sık kitaplarını anlatmaya çalışıyorum Yüzüncü Ad için buraya Semerkant için buraya Doğunun Limanları için buraya tıklayabilirsiniz. 

Bu sefer yazarın ilk romanını okudum Afrikalı Leo. Aslında kitabı 2003 yılında almışım ama neden bilmiyorum kitaplığımda on beş yıl kadar bekletmişim. Senenin son günlerini sevdiğim yazarlara ayırmaya karar verdiğim için bu bekleyişe son verdim sanırım.




Afrikalı Leo; Muhammed'in oğlu Hasan'ın Endülüs'te, Granada'da  başlayan hayatına pek çok olay nedeniyle yollarda devam edişinin öyküsü. Müslümanların dışlandığı Granada'dan küçük yaşta Fas'a gitmek için ayrılan Hasan buradan dayısı ile birlikte kervan ile yollarda düşer, ilk defa aşkı bu kervanda tadar.  hatta yolu İstanbul'a kadar uzanır Büyük Türk 'ün devletine konuk olur. Geri döndüğünde evlenir bir kız çocuğu olur. Sonraki yolculuğu için Kahire, piramitler olan Hasan burada bir kez daha aşık olur, en son yolculuğunda ise kendini çok farklı koşullarda Roma'da Medici ailesinin konuğu olarak bulur ve son aşkına da bu topraklarda Papa X. Leo sayesinde rastlar.


Yıllar süren yolculukların, savaşların, taht kavgalarının , dini inançların ve aşkın romanı Afrikalı Leo.  Muhteşem bir kurguya gerçek karakterler eşlik ediyor. Okurken şaşırdığım da oldu, bu olay gerçekten böyle miymiş diye araştırdığım da...


Pek çok çevreden ödül alan , ülkemizde de çok sevilen bir roman. Ben de keyifle okudum, ama çeviri ile ilgili sorunlara değinmeden yazımı bitirmek istemiyorum. Cümlelerin çevirisi, anlam bütünlüğü gerçekten çok güzel ama gerek çevirmen gerekse kitap editörü; dilin canlı bir organizma olduğunu göz ardı etmiş roman boyunca. Ben dilin canlı , capcanlı olduğuna inanıyorum. Bazı kelimeler doğar, yaşar sevilir ve sonra süresini doldurup ölürler. İşte hem çevirmenin hem de editörün görevi bence bunu hiç unutmamak olmalı. Çünkü onların da amacı o kitabın okunmasını sağlamak. Bir kaç örnek verdiğimde ne demek istediğimi çok daha iyi anlatacağım sanırım. Kitabı okuyan herkesin en çok dikkatini çeken kelime mutlaka varsıl olmuştur tahmin ediyorum. Bugün dilimizde hiç kullanılmayan bir kelimeye bu kadar saplanmak, üstelik hepimizin kullandığı karşılığı zengin dururken kullanmak bana çok mantıklı gelmiyor işin doğrusu. Bunun dışında yine pek çok kez vicdan yerine duyunç  hareket yerine devinim , acelecilik yerine evecenlik , inatçı yerine direngen tedavi yerine sağaltım kelimeleri tercih edilmiş. Bunlar okumayı zorlaştıran neden yapıldığını bir türlü çözemediğim çeviri örnekleri. Üstelik kitabın bir yerinde bornoz kelimesi geçiyor, altında dipnot ile bornozun açıklaması yapılmış, günümüzde bu kullanılmayan kelimenin  bu kadar çok geçtiği bir romanda , herkesin neredeyse her gün kullandığı bir kelimenin dipnot ile verilmesi daha da ilginç benim açımdan.

Yazarın en sevdiğim romanı bu oldu diyemesem de,  tarihi dokunun içinde gezmek çok keyifliydi.


Okuyun bence
Sevgiler
Sevim

18 Yorumlar

  1. Bu kitabı bir kaç yerde daha gördüm ama nedense hiç almak istemedim. Elim gitti geri geldi. Almakla almamak arasındayım halen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumadıysan Doğunun Limanları tavsiye ederim

      Sil
  2. İlginç tespitlerin var Sevkoz'cuğum. Çok teşekkürler bilgilendirmeler için, emeklerin ve çaban için. Sevgiler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okudukça daha farklı şeylere dikkat ediyor insan

      Sil
  3. Epeydir Maalouf okumadım. Tekrar bir dönmek lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben daha önce okuduklarıma bile ara ara dönüyorum

      Sil
  4. Merhaba. Ben namı diğer dert anası. Takibinize dönüş yaptım. Ne güzel bir bloğunuz varmış böyle. Tam benlik.:) Kitaplar benim için çok özeldir. Zaman zaman gelip okunacak çok güzel içerikler yayınlamışsnız. Çok memnun oldum tanıştığımıza. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa çok memnun oldum hem gelmenize hem begenmenize

      Sil
  5. ben de dört beş romanını okudum. keyifle okunuyo. semerkand daha iyidi galpağ :) şu hasan sabbah olan ilgimi çekmişti yanii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hasan Sabbah olayini okunak icin Alamut aldım ben daha sonra ama o hâlâ elimde sürükleniyor
      Semerkant ve Doğunun Limanları en güzel

      Sil
  6. Yıllar evvel Doğu'nun Limanlarını okumuştum. Son bir türlü devamını getiremedim. paylaşıma teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumak istediğimiz kitap o kadar çok ki sıra gelmiyor

      Sil
  7. tarihi kitapları severim ama şu sıralar pek kitap okuyamıyorum..🤔kitap çevirileri çok önemli aslında,çoğu çevirmenler yazarın tarif ettiği düşünceden çok farklı düşünce kalıbını kitaplara ekleyebilyo,bu durumda okuyucunun yazarı çok farklı ve yanlış algılamasına neden olabiliyo maalsef..✔😊

    YanıtlaSil
  8. Yıllanmış kitap güzeldir:) Bende en çok Semerkant i severim kitapları içinde

    YanıtlaSil
  9. Severek okuduğum bir yazar. Tarzı da çok sürükleyici.
    Hele de Semerkant yıllara meydan okur:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Semerkant gerçekten efsane olacak bir ronan

      Sil
  10. Semerkand okumuştum hasan sabbah muhteşememdi

    YanıtlaSil