Memleketimde Bir Hıdırellez Gecesi - Binboğalar Efsanesi


Blogumu okuyanlara küçük bir hatırlatma yapayım önce; bazı yazarların külliyatını tamamlama kararı aldım. Bunlardan ilki Yaşar Kemal. Okudukça beni büyüten, öldüren, dirilten, ağlatan, güldüren bir edebiyat ustası o. Ve onu tamamlamadan sanırım bir yanım eksik kalacak. O yüzden ayda bir yada iki eserini okuyup burada sizlere anlatmaya çalışıyorum.



Binboğalar Efsanesi ilk olarak 1971 yılında yayınlanmış. Tam olarak kendi doğduğu topraklarda geçiyor. Ceyhan, Aladağ, Adana, Çukurova, Hemite Dağı... Oraların taşını, toprağını, çiçeğini, kuşunu, börtü böceğini efsaneleştiriyor yine. Bir ses tonunu bile öyle bir anlatmış ki, o sesi duydum sanki...

Türkmen/Yörüklerin belki iyi niyetten,  yada bizim şimdi kullandığımız tabirle vizyonsuzluktan, ileriyi görememekten yerleşik düzene geçmemeleri ve yıllar sonra yerleşecek bir karış toprak bulamamaları, eski dostların düşman oluşunu anlatan bir efsane Binboğalar Efsanesi

Bir Hıdırelez gecesi başlıyor roman. 5 Mayıs'ı 6 Mayıs' a bağlayan gece. Devletten, toprak ağalarından, beylerden, eski dostlardan ümidi kesen Türkmenler' in tek umudu Hızır ve İlyas' tadır. Çünkü inanırlar ki; onların kavuştuğu an; dünyada bütün yaşam durur, bütün canlılar ölür hemen ardından daha güçlü dirilir. Ve o iki ayrı yönden gelen yıldız birleşir ve o an bu yıldızların birleşmesini kim görür dilek dilerse o dilekler olur.

İşte bütün Karaçullu obası başta Horasanlı emir demirci ustası Halil Usta olmak üzere sözleşirler , bu anı kim görürse görsün 'Çukurda kışlak, Aladağ'da yaylak ' isteyecektir. Herkes bu sözü verir vermesine ama gerçekte pek böyle olmaz , gönüllerde başka dilekler vardır. Halil Usta' nın torunu Kerem bir şahin, obanın en güzeli Ceren ise , oralarını terk edip giden oba beyi Halil' i yeniden görmeyi diler.

Yaz bitip kış yaklaşırken Çukurova'da kışlak ararlar ama ya dayak yerler, ya kurşunlanırlar, ya çadırları yakılır. Jandarma da onlardan yana olmaz. O kadar derin acılar çekerler ki...

İşte Binboğalar Efsanesi bu yörüklerin bir yılını anlatıyor. Roman kahramanlarının hepsi çok çarpıcı. Yörük gelenekleri çok etkileyici. Okurken başlarına gelenlerde boğazım düğümlendi. Elimi uzatıp yardım etmek istedim adeta. Kısa zaman önce yerleşik düzene geçen köylülerin onlara bakışı, herkesin karşısındakinin hayatına özenmesi, kimsenin birbirini anlamaması, ve zulüm içinde, çıkar içinde olanlar...
Bir Hıdırellez gecesi başlayan roman yine bir Hıdırellez gecesi biter. Yörüklerin verdiği kayıplarla...

Her Yaşar Kemal romanının sonunda söylediğim gibi Okuyunuz.....  mutlaka

Sevgiler
Sevim

Altı Çizilenler
*********************************
Bir ömür bir anlık solukta. Şu olduktan akan sudur. Bir an. Su bir duracak, akmayacak.

Bir başkasını aşağılayan insan önce kendisi aşağılamıyor mu? Bunun kimse farkında değil mi? Ağacı, kuşu, akarsuyu, börtü böceği, yerdeki karıncayı, en alçak insanı kutsayan, yücelten, güzelleştiren insan güzelleşir, öyle değil mi?






1 Yorumlar

  1. Binboğalar Efsanesi Yaşar Kemalin büyük efsanelerinden bence okunmaya değer

    YanıtlaSil