Benim huyum kötü. Daha söylerken pişman oluyorum, gene de söylüyorum...


Beni yakından tanıyanlar bu romanı neden seçtiğimi anlamışlardır .. 'Vassaf' benim babamın da ismi  bu kadar az kullanılan bir erkek isminin bir kitap olduğunu görünce hiç düşünmeden aldım.. Daha önce Ayaşlı İle Kiracıları  kitabıyla tanımıştım Memduh Şevket Esendal'ı... İyi ki tanımış , iyi ki okumuşum demiştim o zamanda bu romanla bu fikrim daha da kuvvetlendi..


Savaşlar yüzünden kesintiye uğrayan eğitimini farklı şehirlerde tamamlayıp, öğretmenlik yapan Esendal daha sonra büyükelçilik ve milletvekiliiği görevlerinde de bulunmuş. Belki de bu görevleri nedeniyle halkı çok iyi tanımış, çok iyi gözlemlemiş ve harikulade bir Türkçe ile anlatmış  bu halkın yaşadıklarını...




Vassaf Bey romanı 1930 lar Ankara'sında geçiyor. 23 yaşında , çalışmayan ve tek hayali evlenebilmek olan Perihan'ın ailesi yakın arkadaşları ve komşuları Vassaf Bey  bu romanın kahramanları...

Perihan güzelce bir kızdır. Çevresinin ona önerdiği kısmetleri ya o reddetmiş yada bir çok aksilik olmuş bir türlü tanışamamıştır bile bu adaylarla... Bir gün en yakın arkadaşı Behice'ye mahalle komşuları 70 li yaşlardaki Vassaf Bey ile evlenmek istediğini söyler, arkadaşı 'olacak iş değil bu babandan da büyük' dese de dinlemez Behice'yi ve  üstü kapalı bir şekilde bu talebini Vassaf Bey e de söyler parkta karşılaştıkları bir gün...

Doğal olarak kabul etmez yaşlı adam bu tuhaf teklifi . Perihan ilk başlarda üzülür, kırılır reddedildiği için kızar ama zaman geçtikçe yavaş yavaş unutur bu olayı, kısa bir süre sonra ölüm haber, gelir yaşlı adamın... Kimsesiz, tek başına evinde ölmüştür. Artık ablasının düğününde tanışıp dans ettiği doktorla evlilik hayali kurmaktadır Perihan...

Düğünün hemen ertesinde temiz yüzlü bir genç gelir kapıya. Elinde mektup ve bir sandık ile .
 Vassaf bey; Perihan'a anne yadigarı yüzükleri ve bir duvak bırakmıştır sandığın içinde.. Mektupta da ' bu gence sahip çıkınız ' yazmaktadır.. Behice Vassaf beyin  asıl demek istediğinin bu olmadığını söyler Perihan' a. Perihan'ın aklı büsbütün karışmıştır.  Kimdir, nedir bu delikanlı, hem doktor da aramamıştır onu....


Bu romanı okurken ne kadar güzel bir sinema filmi olacağını düşündüm, hatta kafamda oyuncuları bile belirledim. O kadar güzel bir dille o kadar akıcı yazılmış ki. Romanın benim açımdan dikkat çeken en önemli yönü 1930 larda yapılan yemekli içkili düğünler , giyilen kıyafetler, kadın erkek ilişkilerinin doğallığı, yakınlığı, rahatlıkla dans edilmesi, babaların kızlarının okuması ve çalışması yönünde verdiği destek , kızların evlenecekleri kişiyi seçebilmesi gibi modern Ankara hayatı oldu...

Bilgi Yayınevi çok güzel kapak tasarımlarıyla yayınlıyor Esendal'ın romanlarını, çok keyifle okunmasını sağlıyor. Ben çok sevdim okurken bu romanı, evlilik meraklısı Perihan'ı da , arkadaşlarını da.... Bir kez daha hayran oldum yazara da iyi ki böyle sanatçılarımız olmuş ve iyi ki bize bu eserleri bırakmışlar... Sanat, edebiyat ne demek anlamamızı sağlıyorlar...
Okursanız seversiniz Vassaf Bey i..

Sevgiler
Sevim

Hadi bu romana da şarkı önereyim; Müzeyyen Senar söylesin Bir Bahar Akşamı




9 Yorumlar

  1. Ne güzel bir değerlendirme olmuş. Yorumun finali hayli güzel bağlanmış.
    1930 larda yapılan yemekli içkili düğünler , giyilen kıyafetler, kadın erkek ilişkilerinin doğallığı, yakınlığı, rahatlıkla dans edilmesi, babaların kızlarının okuması ve çalışması yönünde verdiği destek , kızların evlenecekleri kişiyi seçebilmesi gibi modern Ankara hayatı oldu...
    Bugün tam 89 yıl sonra memleketin geldiği durum adeta içimizi acıtıyor. Maalesef bırakın ileriye gitmeyi, geriye gitsek hiç değilse eski günlere olan özlemimiz katbekat artıyor.

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir paylaşım olmuş.. Yabancı klasikleri okumaktan kendi yazarlarımızı unuttuğumu fark edip kızıyorum kendime. teşekkürler..

    YanıtlaSil
  3. Kitabı tanıtmak açısından fena bir yazı olmamış :) ancak değerlendirme niteliğindeyse yazılarımız biraz daha öznel yorumlar katmamız daha da kıymet ekler diye düşünüyorum. Bize kazandırdığı ve düşünce biçimimize ekledikleri açısından. Yazı biraz kitabın olay döngüsü dahilinde kalmış gibi... Ben de blogumda bu kitapla ilgili bir yazıya sahibim. Bu yüzden ilgimi çekti ve okudum yazınızı. Dileyen benim yazıma da bir göz atabilir https://ipekustuner.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Ipek,
      2 yazıma yorum bırakmışsın copy paste yaparak.... Kitabın olay döngüsü içinde hissettiklerimi yazıyorum ben yani okuyan biri hem kitap hakkında fikir edinsin hem de benim fikrimi öğrensin diye...
      Bloguna okuyucu kazandırabilmek için başka bir yoruma bu denli bir eleştiri pek şık değil...
      Biyolojik olarak neredeyse annen yaşında istersen ablan yaşında ve senin okudugun kitap sayısının çok daha üzerinde kitap okumuş bunu blog yazmaya başlamadan arkadaşlarına anlatmış 3 yıldır da blog yazan birinin tavsiyesi olarak almanı öneririm
      Sevgiler

      Sil
  4. MŞE i cok severim.Sanki Cehov hikayeleri okumus gibi olursunuz.Ama yerlisi. Evet bir zamanlar toplum bu kadar kapali degildi... Gecenlerde bir platformda genc bir kizin etek giymek uzerine yazdiklarini okuyunca nerelere gelmisiz demekten kendimi alamadim.Ifratla tefrit arasinda kaldik.

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel anlatmışsın yahu. İşte ben bizim yazarlarımızın bu tür kitaplarını çok seviyorum. O dönemleri o kadar güzel anlatıyorlar ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Işte genç yazarları bunun için daha az seviyorum

      Sil
  6. Sevkoz çok ilgimi çekti bu kitap, devamını öyle merak ettim ki ama sana sormayacağım :)) gidip kitabı alacağım. Teşekkürler tanıtım için. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla ben babamin adi oldugu icin asiri merak etmiştim

      Sil